İmran
AYHAN'ı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Bir Yoldaşı Anlatıyor:
Kürdistan 'da doğdu ve büyüdü. İlkokulundan sonra
yatılı okullarda okudu ve en son Ağrı Eğitim Fakültesi'ni bitirip ilkokul
öğretmeni oldu. Çocukluğu ve öğrencilik yılları yoksulluk içinde geçti. Kendi
ailesinin yaşadığı fakirlik ve genelde Kürdistan halkının yaşadığı yoksulluk ve
ulusal baskı kişiliğinin ve düzene olan kininin oluşmasında önemli rol oynadı.
Öğretmen olduktan sonra ilk görev yeri Hakkari idi.
Yatılı okuduğu dönemden itibaren devrimcilere sempati duydu, halkının sorunlarına
hep duyarlı oldu. Sürekli bir arayış içerisindeydi ve kendini en iyi şekilde
ifade edebileceği, halkına yararlı olabileceği bir yapının içinde yer almak
istiyordu. Hakkari'de görev yaptığı dönemde yurtsever hareketle
İlişkisi oldu. Ancak tam olarak kendisiyle uyuşmadığını fark ediyordu. Hakkari'den sonra Konya-Cihanbeyli'de bir köyde öğretmenlik
yapmaya başladı. Burada hareketimizle ilişkiye geçti. Bu dönemde, düzenin tüm olanaklarından
yararlanabileceği zengin ve rahat yaşam sürdürmenin koşullarında sahipti. Ama o
düzenin yozluğu ve halklarımıza uygulanan baskıdan sürekli rahatsız olması
nedeniyle tüm bunlara sırtını çevirdi.
Öğretmen olarak yaptıkları onun için yeterli değildi.
Bu nedenle çok sevdiği mesleğinden ayrılarak, halkı için çok daha fazlasını
yapabileceğini düşündüğü gerilla olmak İçin bir adım attı. Onun tutkusu Toroslar’da gerilla olmaktı. Hareketimizin onu daha farklı
bir alanda değerlendirdiği süreçte bile sürekli olarak Toroslar’da
gerilla olacağını dile getiriyordu. Sonunda çok sevdiği dağlara kavuştu ve
yoldaşlarına, halkına verdiği sözleri yerine getirerek şehit oldu. İmran Yoldaş
mütevazi, esprili ve neşeli kişiliğiyle insanlarla
kolay diyalog kurardı. Kurduğu ilişkilerde güven verdiği için birçok insanı
etkiler ve politik birikimini onlara taşırdı, özellikle çocuklara çok düşkündü.
İlişkilerinde açık ve samimiydi. Yeni şeyler öğrenme ve bunları İnsanlara aktarma
önemli özelliklerindendi. Gelen eleştirileri ciddiye alır ve günlük yaşamda kendini
disipline ederek dönüşümünü sağlamaya çalışırdı.
Bu özelliklerinden kaynaklı kısa sürede birçok
konuda önemli adımlar atmıştı. Beraber kaldığımız bir süreçte çeşitli nedenlerle
günlerce sokakta gecelemek zorunda kaldık. Çeyrek ekmekle bütün bir günü
geçirdiğimiz oldu. Bütün bu sorunlar karşısında bile bir kez olsun memnuniyetsiz
davranmadı. Mütevazi kişiliği ve sabrı her zaman onun
farklılığını ortaya koyuyor ve sorunları aşmamıza yardımcı oluyordu. Sen rahat
uyu İmran Yoldaş, sevdiğimiz türküler, özellikle de "Acem kızı" Toroslar’da, Sivas dağlarında ve tüm kırlarımızda
söylenmeye devam edecek.
(Bu anlatım Zafer Yolunda Kurtuluş Dergisinin 10 Şubat 1996
tarihli 31. sayısında yayınlanmıştır.)
***
Halk kurtuluş savaşımızın öğretmeni
Her türlü ekonomik imkansızlığa
karşı Eğitim Fakültesi'ni bitirmiş, öğretmen olmuştu Imran
Yoldaş. Bu düzene karşı tepkileri yoksulluğa ve zulme karşı başlamıştı önce.
Tüm çocuklar okusun yaşamını kurtarsın istiyordu. Daha sonra gördü ki burjuvazi
azgınca saldırıyor, insanları katlediyordu. Şahanlar dağlarda,
şehirlerde isyan ateşini yakmış bu düzeni kökten yıkıp tüm çocukların tüm
insanların özgürce yaşadığı bir düzen kurmak istiyorlardı. Bu gerçeklik ona çok
sevdiği öğrencilerini bırakıp, onlara daha güzel bir dünyayı yaratmak için savaşmak
gerektiğini göstermişti. Onun için artık ülkenin kırları okul olacaktı. O
kırlarda halk okullarının öğretmeniydi artık. Imran
Yoldaş, "Halk kurtuluş savaşımızın hem öğrencisi hem de öğretmeni olacağım,"
demiştin. Verdiğin sözü tuttun. Sivas dağlarında yarattığınız gelenek okulumuz olacak.
Çok sevdiğin çocuklarımızı bu okulda okutacak, aydınlattığınız yolumuzu devrime
taşıyacağız.