Zeynep
Esra BOLAYIR'ı Yakınları, Yoldaşları
Anlatıyor:
Bir yoldaşı
anlatıyor:
“Zeynep'in
verdiği en önemli ders, herkesin yapabileceği bir şeyler olduğu gerçeğidir.”
Zeynep, çok zengin bir ailenin kızıdır.
Öğrenciliğinin yanısıra mankenlik de yapmaktadır.
Kendine ait arabası ve evi vardır. Ama işte o Zeynep, örgütlenmeye başladığının
hemen ertesinde elindeki hemen tüm olanakları mücadeleye sunmuştur. Henüz tam
bir dönüşüme uğramadan aramızdan ayrılıp şehit düşmüştür ama çok önemli dersler
bırakmıştır arkasında. Zeynep'in verdiği en önemli ders, kimseye yüksekten
bakılmaması, herkesin yapabileceği bir şeyler olduğu gerçeğidir. Zeynep'in
burjuva sınıftan getirdiği bir dolu alışkanlığı vardır örneğin. Şortla devrimci
zeminlere gelir. Açık giyinir. Davranışları çok serbesttir. Başlangıçta herkes
tarafından garipsenmiştir. Ama işte o Zeynep, yılların
"devrimcilerinin" yapmaktan korktuklarını tek başına yapabilmiştir.
Sunduğu olanaklarla ve içtenliğiyle kısa sürede kendini sevdirmiştir. Onu
devrimci saflara bağlayan şeyler vardır. Belki bu tam anlamıyla şekillenecek
fırsatı bulamamıştır. Ama işte onu saflarımıza bağlayan, örgütleyen insanların
geniş düşünüşleri, sabırları, anlayışlarıdır. Ve bu sabır ve geniş düşünüş emin
olunmalıdır ki, ona şortu da çıkarttıracak, halklaştıracak ve kişiliğini
devrimcileştirecekti. Herkesin garipsediği bu arkadaş, devrimcilerin polis
tarafından gözaltına aldığı koşullarda onların görevlerini ona kimse bir şey
söylememişken üstlenebilmiştir. Okulundaki yıllanmış "devrimcilerin" yapamadıklarını
yapmış, işkencecilere direnmiş ve kendi otoritesini kabul ettirebilmiştir. Karakolda
polisler onu hücreye sokamamışlardı. Şubede polislere illahlah
ettirmiştir. Yeri geldiğinde hiç bir tereddüt duymadan ve sonucunu bile bile aracıyla devrimcileri kaçırmış ve gözaltını
engellemiştir. Evinde barındırarak ve tüm olanaklarını sunarak saklamıştır yeri
geldiğinde onları.
(Bu anlatım, Zafer Yolunda Kurtuluş dergisinin 1 Haziran 1996
tarihli 47. Sayısında yayınlanmıştır.)