Yunus GÜNDOĞDU'nu Yakınları, Yoldaşları

Anlatıyor:

 

 

Yunus Gündoğdu’yu Bir Yoldaşı Anlatıyor:

Savaşa hasret, kırlara sevdalı..

 

Öncelik selam ve sevgilerimizi gönderiyorum tüm çalışanlarınıza.

Nasılsınız? Biz iyi, çok iyiyiz.

Hozat’da toprağa düşen canlarımızdan  Yunus’u anlatmak istedim size.

2001-2005 yıllarını yine burada tutsaklıkla geçirdim. Yunus da  2004’te tutsak düşüp gelmişti buraya. Kısa süre kaldı, ama kısa sürede çok şey paylaştık. Peş peşe tahliye olduğumuzda aynı mahallede çalışma yaptık. Onun savaşçı yönü çok ağırdı. Tabii maddiyatla ilgili ailevi problemleri  vardı. Bir süre gitti, ama yapamadı bizsiz. Telefonla görüşürdük o dönemde, geleceğim, yapamıyorum diyordu, yapamadı.

Yunus çok mütevazi, ağır başlıydı, çok seviyordum onu. Çok kez dertleştik.

Savaşa olan hasretliğini anlattı uzun uzun. Yani o kırlara sevdalıydı, büyük bir özlemi vardı oralara.

Nurtepe’de bir etkinliğin tiyatro metini yazıp oyuncuları hazırlıyordu Yunus. Ben de müzik grubundaydım. Öyle zevkli, coşkulu bir etkinliğe hazırlanmıştı ki o günler... Sonra ben yine tutsak düştüm ve Yunus ise özlem duyduğu yerlerdeydi.

Kazandığımız sohbet hakkımızı kullanırken arkadaşlarla yaptığımız son sohbet Yunus’tu, onun ağır başlılığıydı. Hisseder gibiydik sanki. Hozat’tan selam gelince ve Yunus adı geçince anladım ve sigara yaktım bir tane. Ah Yunus’um selamını aldık dedim, aldık! Ayrı yapamadı koştu özlemine ve Adalılar’ın yanından el sallıyor bize. Ellerimiz ellerinde yine, ellerinde olacak hep?.

Günlerdir onları konuştuk hep. Sohbet alanında konumuz Yunus’tu yine. Tanıyan tüm arkadaşların ayrı bir sevgisi vardı. Saygı ile eğiliyorum.

Bolca selam ve sevgilerimizi iletiyorum.

25 Nisan 2007

Tekirdağ F Tipi Hapishanesi

 

(Yukarıdaki anlatım, Yürüyüş dergisinin 290 Nisan 2007 tarihli 102. Sayısında yayınlanmıştır.)

 

 

Geri