Talip
GÜLDAL'ı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
TOPKAPI KORSAN MİTİNGİ (1980)
Devrimci Sol'un 1980 yazında başlattığı "İşkence ve Faşist Teröre Karşı Mücadele Kampanyasının
son eylemlerinden biri olarak geniş katılımlı bir korsan miting
düşünülmektedir. Bu eylem aynı zamanda Nihat Erim'in cezalandırıldığı
kampanyanın doruğu olacaktır.
Sadece Avrupa Yakası Mahalli Bölgeler
örgütlenmesinin gerçekleştireceği korsan miting, silahlı bir kitle gösterisi
biçiminde olacaktı. Mahallelerden geniş bir kitle katılımının öngörüldüğü bu
eylemde kitle güvenliğini de mahalli bölgelerin FTKSME'leri
sağlayacaktı.
Eylem Topkapı Garajı'nın önünde büyük bir kitle
gösterisi olarak gerçekleştirilecekti. Ancak eylem bununla sınırlı da değildir,
çok yönlüdür. Gösterinin ana gövdesini oluşturacak olan yaklaşık 1000 kişi,
Topkapı'daki dörtyolda sloganlarla, konuşma ve devrim
andı ile gösteri yaparken, bütün yollar tutulup yakılacak, bu sırada Topkapı
Surları'na büyük boyutlarda pankartlar ve Devrimci Sol bayrağı asılacaktır.
Ayrıca garaj bölgesi içindeki bütün polis noktalan ve jandarma enterne edilip,
polis noktaları yakılacak ve silahlarına el konulacaktır. Bunlar yapılırken,
aynı zamanda eyleme yönelik dışarıdan -özellikle de Edirnekapı Yurdu'na
yerleşmiş bulunan jandarma komandolarından- gelebilecek olan müdahale ve
saldırıya karşı yollarda özel güvenlik alınacaktır. Tüm bunlar için yaklaşık 40
kişi silahlı güvenlik alacaktır.
Eylemin başlamasına 15-20 dakika kala, eylemi
başlatmakla görevli arkadaş, eylemin başlaması için işaret vermeden önce eylem
alanını son bir kez daha kontrole çıkar. Çevrede her zamankinden çok fazla ekip
otosu ve silahlı polis vardır. Bir olağanüstülük olduğu açıktır. Bunlar
jandarmayla birlikte bölgede önlem almaktadırlar. Gösteriye katılacak kitlenin
hemen tamamı oradadır. Yer yer kümelendikleri için de
dikkat çekmektedirler. Öyle ki, çevredeki esnaf dahi şüphelenmiş, birşeyler olacağının beklentisiyle dikkat kesilmiştir.
Eylemin başlama işaretini verecek olan arkadaş, bu
gözlemlerini eylemi örgütleyen mahalli bölgeler üst sorumlusuna aktarır. Ya
eylem hemen başlatılmalı ya da iptal edilmelidir. Bu düşüncesini açıklarken
güvenlik alacak yoldaşların bir kısmının ve güvenlikten sorumlu yoldaşın henüz
gelmediğini ve bu nedenle de eylemin iptal edilmesi gerektiğini de belirtir.
Üst sorumlu, eylemin başlamasına on dakika kala eylemin iptal edilmeyeceği
yönündeki kararını iletir. İletilen karar üzerine eylem başlatılır.
İlk slogan sesiyle birlikte polis ateş açar. Eylemin
güvenlik görevlileri polisin ateşine karşı ateşle cevap verirler. Ancak daha
önceden polis kilit yerleri tutmuş olmasının avantajıyla çatışmaktadır.
Elverişsiz koşullarda çatışmayı kabul etmek zorunda kalan yoldaşlarımızdan
İbrahim Karakuş ve Talip Güldal, ilk çatışmanın
şehidi olurlar. Eylemin inisiyatifi kaybedilmiştir. Bu
da eylem kitlesinin dağınıklığına yolaçmış, geride
güvenlikten sorumlu yoldaşlarımızla polis ve jandarmalar kalmıştır. Bu durum
karşısında geri çekilme kararı alınır ve uygulamaya geçilir.
Geri çekilenlerden iki yoldaş bir arabaya el koyup,
çatışarak uzaklaşmak isterler. Amaçlan, bütün dikkatleri üzerlerine çekip diğer
yoldaşlarımızın eylem alanından çekilmeleri için zaman kazandırmaktır. Arabanın
içinden ateş ederek Edirnekapı yönüne giden yoldaşlarımıza Edirnekapı yurduna
yerleşmiş bulunan jandarma taburundan da ateş açılır. Polis çemberinin dışına
çıkmış bulunan bu yoldaşlarımızdan Yüksel KARAN G-3 mermileriyle başından
vurulur. (Bu yoldaşımız da, aylarca komada kaldıktan sonra şehit oldu.) Diğer
yoldaşımız elinden yaralanmış olmasına karşın Aksaray'a kadar arabayı kullanır.
Aksaray'da Yüksel'in öldüğünü düşünerek arabayı terkeder.
Polis ve jandarmayla eylem bölgesinde girilen diğer
çatışmalarda bu üç şehidin dışında halktan bir insan ölmüş, beş kişi de
yaralanmıştır.
(...) Polis bir süredir kitle eylemlerine,
gösterilerine karşı daha vahşi, pervasız bir saldırı taktiği izlemektedir.
Topkapı korsan mitingi, bir yanıyla da polisin kitle gösterilerini eylem biçimi
olmaktan çıkarmayı amaçlayan planını da bozacaktır. Polis bu amacına ulaşmak
için kitle gösterilerine silahla saldırırken, yapılacak eylem bu oyunu
bozmaktan öte kitleleri silahlı gösterilere, çatışmalara da hazırlayacaktır.
Eylemin olumsuz bitişinin akşamı, İstanbul'un gecekondu
semtlerinde şehit düşen iki Devrimci Sol militanının öfkesi egemendir.
Semtlerde o gece meşaleli gösterilerle şehit yoldaşlar anılır, hesaplarının
sorulacağına dair ant içilir. Hesabın sorulmasında gecikilmez de...
Eylemin ertesi günü, Devrimci Sol savaşçıları, biri
bizzat Topkapı korsan mitinginde silahla ateş ettiği belirlenen, diğeri de
Siyasi Şube'de görev yapan iki polisi cezalandırmışlardır. Cezalandırılan
polislerin üzerine İbrahim KARAKUŞ ve Talip GÜLDAL'ın
kanlarının yerde kalmayacağını belirten bir bildiri bırakılır.
Cezalandırmaların duyulmasıyla birlikte bir gece önce yasa bürünen semtlerde o
günün öğle sonrasında bu kez coşkulu sloganlar yükselmektedir.
(Bu eylem
anlatımı, Halk Kurtuluş Yayınları tarafından yayınlanan Eylem Öğretiyor adlı
kitaptan alınmıştır.)