Sultan CENİK'i Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:

 

 

Ayrılıksa yaşanan gün

Bir türküyse söylenen dosta hasret

Umuttur gözlerimizde parlayan direnç

Sesimizdir çınlatan bütün uzaklıkları

Dalga köpüğü gözyaşları içinde kıvılcımlanan

Çığlıklanan, yankılanan sesimiz.

 

Bir yoldaşı anlatıyor:

«Kavga tutuşturduğun yüreklerle sürüyor»

 

1988 yılında Devrimci Sol Güçler tarafından, Filistin ile ilgili bir Açlık Grevi planlanmış ve Açlık Grevi için Cağaloğlu'ndan Sultanahmet'e yürüyen kitleye polis saldırmış, kırk kadar gözaltı olmuştu. Bu gözaltının 3. günü direnişçiler DGM'ye çıkartılmış ve sorguları yapılıyordu. Bir çok kişi demokrat olduğunu, Filistin halkı ile dayanışma için basın toplantısına katıldığını söylüyor ve AG'ye katılmak ya da destek olmak için Sultanahmet'e yürüdüğünü anlatıyordu. Gözaltına alınanların çoğu gençlikten ve öğrenci idi. Yargıç kimlik saptaması yaptıktan sonra, meslek soruyordu. Kimi öğrenci, kimi şu veya bu meslek sahibi olduğunu söylüyordu. Sorgu sırası arka sıralarda oturan bayanlardan birisine geldi. Kimliğini söyledi, eğitim düzeyi sorulunca "ilkokul mezunuyum", mesleği sorulunca "ev kızıyım" dedi. Yargıç bu yanıtlar üzerine "Kızım burada herkes ya üniversite öğrencisi ya da meslek sahibi, hepsi de demokratız, katıldık ve benzeri diyor, ya senin ne işin var bunların arasında?" dedi. Bunun üzerine kız "ben de demokrat bir ev kızıyım" cevabını verdi. Gözler bu hazır cevap kıza döndü. Kızın gözünde hafif muzip bir gülüş, yargıcı alt etmenin verdiği mutluluk ve sevinç vardı. Bu cevabı beklemeyen yargıcın yüzü ise görülmeğe değerdi. Bu muzip cevabın sahibi hazır cevap kız Sultan'dı.

Sultan'ın en çok bahsetmekten hoşlandığı olay ise Zonguldak yürüyüşü idi. DEMKAD'lı olarak yürüyüşe katılmış, ayağa kalkan bir şehrin halkı ile bütün yürüyüş boyunca iç içe olmuştu. Onlarla yürümüş, onlarla yorulmuş, üşümüş, yürüyüşte geceleyin büyük ateşler yakmış, yollarda barikatlar kurmuştu. Mola verilen her gece arkadaşları ile tek tek gruplara girip, ihtiyaçlarının olup olmadığını sormuş, ihtiyacı olanların diğer gruplardan alarak ihtiyaçlarını karşılamışlardı. Sürekli Zonguldak halkının yanlarına gelip "siz İstanbul'dan mı geldiniz" diyerek evlerine davet etmelerini, gösterdiği sıcaklığı, mesleğiniz ne sorusuna ise büyük bir onurla "Ben bir devrimciyim" deyişini anlatırdı. Yürüyüşte kadınların çoğunlukta olmasından aklından hemen Zonguldak DEMKAD şubesini açmanın geçtiğini, ilerleyen günlerde de ayakkabıların altının delik olmasından dolayı ayağına naylon geçirerek yürüyüşe devam ettiğini büyük bir coşku ile anlatırdı.

Bir şehir halkının böyle ayağa kalkması onu çok mutlu etmiş, onlarla iç içe, hem öğrenci hem öğretmen olmuş, ona büyük kıvanç vermişti. Bir yandan halkının böyle bir olayla ayağa kalkışı onu sevindirmiş, umutlarını ve halkına güvenini artırırken, diğer yandan bilinç düzeyinin düşüklüğü, bu tepkilerin nötralize edilip düzen içinde kalması ve yürüyüşün kırılmış olması onu üzmüştü. Uzun bir süre geçmesine karşı yürüyüşü anlatırken büyük bir coşku yaşıyor, dalıyor, o güzel günlere gidiyordu. Gözleri alev alev Zonguldak halkı ile direniyor, yürüyordu. Bu olay onun gelişiminde büyük adım olmuş kavgaya inancı daha da kökleşmişti.

Ateş yürekli kız, sen toplumun sana çizdiği ev kızı tipini ellerinle ittin. Küçücük dört duvar arasında kalmayı, kadının kurtuluşunun sosyalizm olduğunu, bugün ise bunun mücadeleden geçtiğini gördün. Zonguldak yürüyüşünde olgunlaştın. Bu süreç senin kavgaya, harekete ve devrime inancının güçlendiği, büyüdüğü bir süreç oldu. Ve bu yürüyüş sonrası sendeki değişim gözle görülür bir şekilde oldu. Artık kavgaya, kavganın daha ileri boyutlarına hazırdın. Tereddüde yer vermeden harekete ve büyüyen savaşımıza kendini sundun. Bunu da şöyle ifade ediyordun; "Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum, varlığım şimdi daha da anlamlaştı, hareketle bütün benliğimle bütünleştim."

Şehit düştüğünde hareketini ve yoldaşlarını bir kez daha utandırmadın. Ve yüzünde düşmanı küçümseyen hafif bir gülümseme ile düşmanı bir kez daha yenmenin mutluluğu vardı.

Hoşçakal ateş yürekli kız. Kavga tutuşturduğun yüreklerle sürüyor.

 

Geri