Seyhan AYYILDIZ’ı Yakınları, Yoldaşları

Anlatıyor:

 

 

Bir yoldaşı anlatıyor:

“Her şey Seyhan’a göre, yapılabilirdir” 

 

Seyhan’ın çocukluğu ve gençliği köyde ve Zile’de geçmiştir. Yöre halkının çoğunluğu gibi tarım işçiliği yapmıştır. Babasının orman koruma görevlisi olması, memurların yaşadığı sıkıntıları Seyhan da hissetmiş, bu nedenle ailesine hep katkıda bulunmaya çalışmıştır. Liseyi Zile de okuduğu sıralarda resme olan duyarlılığı ön plana çıkmıştı. Çizdiği resimlerde hep halkımızın yaşadığı sorunları anlatıyordu.

Ablasının öğretmen olarak görev yaptığı Aksaray’daki Halkevinde oportünizm ile tanıştı. Ablasını ziyarete gittiği bu şehirde halkevinin işlevinin ne olması gerektiği üzerine tartışması buralarda adımlar da attırmıştır. Resim çizmenin yanında tiyatro ile de amatör olarak uğraşmaya başlamıştır.

‘94 yılında Parti-Cephe ile tanıştı. Görev alma ve sorumluluk bilinci gelişkindi. Bulunduğu Zile ilçesinde Halkevinin oluşturulmasında büyük çabası oldu ve kurucu yönetim kurulu üyesi oldu. Koşturan, öğrenen, öğreten, sürekli gelişen bir insandı. Çevresinde, mahallesinde herkes Seyhan’ın ağırbaşlılığını, mütevaziliğini olumlar, ona genç kızların örnek alması gereken bir insan olarak bakarlardı. Anneler kızlarına Seyhan gibi olmalarını, onun özelliklerini kazanmalarını öğütlerlerdi.

Halkevinin kitle ile kucaklaşması, sorun çözücü olması Seyhan’ın emekleri sonucudur. Bunun yanında mahallesindeki kızları eleştirerek gerçeği kavramalarında hep ısrarcı oldu. Onda tipik halk önderliği özelliği vardı, sözü dinlenen, özü-sözü bir, temiz genç kızların Seyhan ablası hep örnek oldu o süreçte. O kızların kendilerine sunulan, dayatılan yaşamı reddedip, yeni toplumu kurmada daha atılgan, cüretli olmalarını isterdi. Şirin Erol bu çabasının içindeydi. Şirin ile kurduğu ilişki devrimci mücadelenin örnek ilişkilerinden birisidir. Kavgaya birlikte başlamak, birlikte yürümek, birlikte göğüslemek...

Hep halka ulaşma, halka verme, fedakarlık bilinci ile düşündü. Bu yolda da emin adımlarla yürüyordu.

Kavganın nasıl olması gerektiğini bilince çıkarmıştı. Yaptığı resimden, oynadığı oyundan, halkevinde kurduğu ilişkiden hep daha ötesini düşündü. Bunların sadece araç olduğunu kavradı ve daha ileri görevler almaya başladı. Kısa bir dönem Tokat’ta demokratik alanda çalıştı. Şirin yoldaşı da kavgaya girmişti.

Seyhan’ı düşman tanıyordu, ustalığını, ısrarcılığını biliyordu. Kısa bir süre sonra bölgedeki gelişmelerden Seyhan’ı sorumlu tutup aranır duruma düşürdüler. Seyhan için artık yeni ve önemli bir süreç başlıyordu; yeraltı yaşamı. Zorluklar yaşadı, evsiz kaldı, parasız kaldı. İlişkisiz kaldı ama hiç bir zaman neden demedi, şikayet etmedi. O zorlukların alt edileceğini biliyordu. Emekçi kişiliği, sabırlı yaşamı ona bunları daha önceden öğretmişti. O Zile’de pancar tarlasında pancar keserken, buğday toplarken emeği ve emekçileri tanımıştı.

Parti-Cephe’mize güzellikler katarak yeni insan özelliklerini taşıyan yoldaş erken düştü. Henüz bir yıl bile olmayan mücadele içinde hızla yol aldı ve Zile halkına örnek bir yaşam bıraktı. Ne görev verildiyse onu yaptı. Dava insanı, parti insanı olma özelliğiydi ondaki. “Olmaz, yapamam” sözleri onun dilinde yoktu. Yaşamı bir sıra neferinin yaşamı, bir halk önderinin yaşamı oldu. Ankara Batıkent’te şehitler kervanına katıldığını duyduğumda erkendi dedik ama devrim mücadelemiz şehitlerimizin üzerinde yükseliyor. Resim yapma, halkı için elinde silah propaganda birliği savaşçısı olma, pancar tarlasında köylü, Ankara sokaklarında yeraltının öğretmeni. Her şey Seyhan’a dair, olabilir, yapılabilir.

 

***

 

Zile Halkevi’nden bir yoldaşı anlatıyor:

 

Zile Halkevinde yetişti. Tiyatro yeteneği gelişkin, çalışkan, zeki, coşkulu bir insandı. Bir gün halkevinde rastlaştığımızda resim yapıyordu. Biraz oturdum. Resmi tamamlamış, parmaklık içinde kendisi, siyaha boyamıştı, etrafı mavi “bunu tanıyor musun” dedi. “Ne bileyim” dedim. “Bu benim, her taraf mavi. Ben kendi içimde kararmış tutsağım” dedi. Savaşa hazır bir insandı. Erkek arkadaşlara “ben sizin gibi erkek olsam neler yapardım. Olmam gereken yerde olurdum” dedi. Kısa bir süre sonra o da gitti. Daha önce Şirin Erol gitmişti.

 

 

Geri