Selma DOĞAN'ı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Gülay Kavak (Ölüm orucunda şehit
düştü) Selma
Doğan’ı anlatıyor:
Darbecilik sürecinde hareketimizle bağ
kuran Selma şehit düştüğü tarihe kadar emekçi özellikleri ile bize örnek olan
liseli bir yoldaşımızdı. Selma liseli bir çok genç insana göre üzerindeki baskı
ve sömürüyü çok çabuk bilince çıkarmış ve mücadelede hızlı adımlar atabilmişti.
Selma devrimci olmasında en büyük etken olarak devrimcilerin davranışlarını ve
dürüstlüğünü getirir, ben siz olmadan mutluluk duyabileceğim bir dünya düşünemiyorum
derdi. Mütevaziydi ve bu özelliği çevresi ile çok çabuk bağ kurmasını sağlıyordu.
Onunla tanıştığımızda aile sorunları yaşıyordu
bu sorunların yaşamının büyük bölümünü kaplamasından şikayet ederdi hep. Aile
sorunlarını çözmede ısrarcı davranarak kısa sürede küçük dünyalarını terk
ederek saflarımıza katıldı. Bir yandan kendi öğrenmeye çalışırken bir yandan da
ailesini yetiştirmeye çalışıyordu. Hem çalışıyor hem okula gidiyor hem de
hareketimiz için olanaklar yaratmaya uğraşıyordu. Kazandığı çok cuzi bir miktar
parayı bizlerle paylaşır, verdiklerinin az olduğunun sıkıntısını yaşar hep daha
iyisini yapacağını söylerdi.
Selma’yla bir süre sonra sokakları
beraber gezmeye başladık; bizim yaşam tarzımız çok ilgisini çekiyor, her şeye
bizim bakış açımızla bakmaya çalışıyordu. Onunla sohbetlerimizden sonra Selma
boş evler, zula yerleri bulmaya çalışıyor. Onaylananlardan sonra da çok daha
büyük bir özveri ile çalışıyordu. Dev-Genç içinde lojistik konusunda en güvendiğimiz
insanlardandı. Harekete bir çok olanak yaratmıştı.
Perpa katliamından çok etkilenmişti,
ben de milis olmak istiyorum diyordu. Yoldaşlarımız Perpa’da şehit düştükten
sonra evde küçük bir anma töreni düzenlemiştik. Selma başta utangaç da olsa coşkuyla
çaldığı sazıyla şehitlerimizin kararlılığını odaya hakim kılmıştı. O günden
sonra şehitlerimizin yaşamlarını öğrenmek için büyük çaba sarfetmişti. Bu
konuda okuyor, notlar alıyordu. Başta kitapları okumak beni sıkıyordu ancak şimdi
şehitlerimizin yaşamını öğrendikçe size daha çok bağlandım diyordu.
Onun sıcak pratiğe katılma coşkusu her
geçen gün artıyordu. Disiplinli yaşamak için artık spora başlayacağım, SDB’ler
böyle yaşıyormuş dedi bir gün. Sabahları bizimle beraber kalkıp spor yapıyordu,
o günlerde sıcak pratiğe katılamadı, bu yüzden onu sık sık dile getirir bize kızardı.
Onu çok erken şehitlerimizle birlikte
gördük, o yaşıyla düşünceleri ile gençti, gençliğin dinamikliğini, ataklığını,
cesaretini temsil etti, istediği özgürlüğe ulaştı. Onun Dev-Gence kattıkları ve
yüzündeki gülümsemesini hiç unutmayacağız.
***
ONLAR BİR BÜTÜNÜN KOPMAZ
PARÇALARIDIR
Erol ve Selma...
Biri bir kadro, sempatizan. Biri
yönlendiren, yaratan, harekete geçiren, diğeri olanak sunan, koruyan, kollayan.
İkisi de zor günlerin, çetin dönemlerin insanları. Ne Erol olmadan Selmalar
olabilir, ne de Selma olmadan Erollar... Onlar bir bütün. Onlar hareketi oluşturan
bütünün parçaları.
26 Kasım 1993 günü Erol ve Selma
katledilmeden önce, darbe ihanetinin yaralarının sarılmasında emeği geçen,
farklı yerlerden, farklı kültürlerden gelmiş, farklı niteliklere sahip iki
insandırlar. Onları bu savaşın bir parçası durumuna getiren kişisel
özelliklerin hareketin kültürü ve ideolojisiyle birleştirebilmeleridir. Erol
henüz sempatizan düzeyinde olan Selma'ya göre önderdir. Ama ikisinin de çıkış
noktaları, bulundukları mevzinin netliği ve doğruluğudur. Onlar bulundukları
cephede yaşamlarıyla, tercihleriyle ve şehitlikleriyle, darbe ihanetine ve düşmana
olduğu kadar onların kültürüne ve ideolojisine de verilmiş en güzel cevaptırlar.
Selma bir taraftardır. Devrimci Sol'a
sempati duyan tüm halk özellikleriyle devrimcilere evini açmakta, yardım
etmekte tereddüt etmeyen, devrimci savaşın harcına katkıda bulunan biridir.
Devrimci maskesiyle ortalıkta ahkam kesen, ağzı içki kokan, dönek, ahlaksız,
yüreğinde azıcık da olsa halk ve vatan sevgisi taşımayan döneklerin “aydıncık”ların
aksine Selma henüz 18 yaşında olmasına rağmen emekçiliği, tüm saflığı ve
temizliğiyle yüreğini hiç hesapsız devrime, Devrimci Solculara açan bir genç kızdır.
O gençliğini, temiz ve saf yüreğini halkı ve vatanı için feda eden bir devrim
taraftarıdır.
Erol akademik-demokratik mücadelede, 6
Kasımlar'da, Nisan direnişlerinde bir Dev-Genç militanı, her yerde, her alanda
bir kitle önderi, kitleleri eyleme katan bir ajitatör, Devrimci Sol kadrosudur.
Militan, atak ve cesurdur.
Erol devrimci mücadeleyle 1988 yılında
üniversite yıllarında tanışır. Bu yıllarda bir gözaltı ve tutsaklık yaşar.
Farklı bir siyasi yapı içindedir Erol. Bir gün hapishanede Devrimci Sol
önderini görmek için gittiği Devrimci Solcuların koğuşundan Devrimci Solcu
olmaya karar veren biri olarak çıkar. Bunda etkili olan nedenlerden biri
kendisine mütevazi bir elden uzanan bir bardak çaydır. Sonrasında ise Devrimci
Sol tutsaklarından etkilenir ve hapishaneden bir Devrimci Sol sempatizanı
olarak çıkar.
Atak, girişken, kitlelerle rahat ilişki
kurabilen, zaaflarına karşı acımasız ve radikal, sürekli kendini değiştiren ve
geliştirendir Erol.
Sürekli başarılı bir ivme gösteren Erol
1990 yılında Dev-Genç'in yeniden örgütlenmesi sürecinde yeraltı ilişkilerinde
görevlendirilir. Büyük iş, küçük iş demeden daha aktif görevler telep eder.
Militan kişiliğinin yanı sıra örgütçülüğüyle de öne çıkar. Onun”insan
örgütleyemem dediği görülmemiştir. Erol hep iddialıdır. Herkesin değişip dönüşeceğine
inanır. O zaman Devrimci Sol'a tepki duyan iki kızkardeş vardır. Erol “bizim kazanamayacağımız
kimse olamaz” diyerek kızkardeşlerle konuşur, onları dinler, gözlemler, bıkmadan
anlatır ve onları kazanır. Kazanan Erol'un sabrı, emeği, verdiği değerdir Bu
durum Erol için düşünüldüğünde şaşırtıcı değildir Çünkü Erol onların dönüşeceklerine
daha baştan inanır.
Erol ceza almış, cezalı sürecini eğitimle
dönüştürmeyi başarmış bir Devrimci Solcu, bir Dev-Genç'lidir. Birçokları gibi o
da 12 Eylül'ün denejenerasyonundan payını almış, etkilenmişti Bu yanlarından
dolayı kimi zaman zaaflara düşer. Ancak zaaflarına teslim olmaz, onlarla savaşır
ve kazanır Emekçi ve fedakardır Gece otelde çalışır gündüz de okuldaki
faaliyetlerini sürdürür. Daha büyük görevlere adaydır O büyük görevler istiyor,
zorlu görevler onu bekliyordur. İstanbul Dev-Genç Komite üyeliğinden komite
siyasi sorumluluğuna atanır. O iyi bir yönetici, yaratan, yönlendiren, üreten,
önder bir kişiliktir.
Darbe süreci yaşandığında Erol nettir.
O, Devrimci Sol önderliğini ilk gördüğü gün kararını vermiştir zaten. Darbe
sürecinde Dev-Genç'i toparlar, darbeciliğin mahkum edilmesi için tüm
enerjisiyle çabalar.
İnanılmaz derecede fedakarlık ve
özverinin gösterilmesi, bağlılığın en sarsılmaz olması emeğin en yüksek noktada
harcanması gereken böylesi bir dönem bunları yapabilen kadroların, taraftarların
omuzları üzerinde yükselebilir ancak.
İşte Erol ve Selma...
Erol bir kadro, yönetici, önder
nitelikli biri; Selma ise bir taraftar devrimin sessiz ve isimsiz hamalı
olarak, bir bütün olup bu süreci omuzlayanlardan sadece ikisidir. Ve ikisi
fedakarlığın, bağlılığın, emeğin en doruk noktada gösterildiği bir yerde birleşirler.
İkisi bedelin en kutsalını ödeyerek şehit düşerler...