Sebahattin YAVUZ'u Yakınları, Yoldaşları

Anlatıyor:

 

 

Kadir Yavuz: “O Ailemizin Şahanıydı

 

- Gerillaya katıldığı dönemi biliyor musunuz?

- Evet. Turhal'daydık. Gerillaya gideceğini söyledi, gerilla olarak yaşamanın zorluklarını biliyor musun, iyi düşündün mü, gidip sonra pişman olup geri dönme dedim. O, çok iyi düşündüm, kararlıyım, sizin başınızı yere eğdirmem dedi. O zaman sarılıp kucakladım. Bunun gibi 20 kardeşim daha olsa diye düşündüm. 22 Temmuz 1993'tü onu kendi ellerimle yolcu ettim.

Çocukluğundan beri haksızlığa karşı çok tahammülsüzdü. Arkadaşlarından birine bir haksızlık yapılsa, müdahale etmeden duramazdı. Cesaretli, kavgacı biriydi. Gerilla olduktan sonra bir çok kez kuşatmalardan çıktı, yaralandı. Bir dönem haberleşme imkanımız oldu. Tedavi ettirelim dedim. Karşı çıktı. "Ben çok iyiyim, benim bin parçam burada, onlardan birini bırakıp bir yere gidemem, birinin burnu kanasa benim yüreğim kanar, beni düşünmeyin" demişti. Yoldaşlarına çok düşkündü.

Daha önce de Sebahattin için "yaralı ele geçirdik, vuruldu" gibi haberler çıkmıştı. Telaşa kapılırdık. O bölgelerde çatışma çıktığında acaba bizimkiler mi diye düşünüp öğrenmeye çalışırdık. O da bizim bu kaygılarımızı tahmin ettiği için "parti açıklama yapmadan bu tür haberlere inanmayın" derdi. Vasiyetinde "şehit düşersem beni düşmanın elinde bırakmayın, asla taviz vermeyin, cesedime sahip çıkın, bize yakışır şekilde cenazemi kaldırın" demişti. En son haberleşebildiğimizde "Ben bu harekete başım dik girdim, başım dik şehit düşeceğim, ne ben ne de siz başınızı yere eğmeyeceksiniz, onurumla, namusumla şehit düşeceğim, peşimden ağlamayın. Düşman beni sağ ya da yaralı ele geçiremez bu tür haberlere inanmayın, hiçbir çıkış yolu kalmazsa üzerimdeki bombaları patlatır, kendimi feda eder yine düşmanın eline sağ geçmem" demişti.

Televizyondan öğrendim. Bir gün olacağını beklememize, buna hazırlıklı olmamıza rağmen yine de o an kabullenemedim, inanmak istemedim. Şehit düşmesi parti açısından da ailesi olarak bizim açımızdan da büyük bir kayıp oldu. O ailemizin şahanıydı. Söylediği gibi başı dik yaşadı, başı dik şehit düştü. Bu bizim için büyük bir onur. Onunla gurur duyuyoruz. Ailemiz yoksul olmasına rağmen önce kendi ailem, okulum, işim demedi. Tüm halkımızı, yoksulları ailesi bilip onlar için mücadele etti. Bize büyük, değerli bir miras bıraktı. Ailesi olarak bu mirasa sonuna kadar sahip çıkacağız, savunacağız. Onun ideallerini, düşüncelerini yaşatmaya çalışacağız.

 

(Bu anlatım, Ekmek ve Adalet'in 24 Ekim 2004 tarihli 129. Sayısında yayınlanmıştır.)

 

 

Geri