Salih
ÇINAR'ı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Çorap emekçileri anlatıyor:
“Salih,
inanmış, yoldaşlarına güvenmiş yiğit bir çorap emekçisiydi.»
Yaşamının tamamına hakim
olan emekçiliği, paylaşımcılığı, fedakarlığı çorap sanayisinde birçok dost
edinmesine sebep oldu. Sömürüyü, adaletsizliği tüm acımasızlığıyla esas olarak
burada, kölelik ilişkilerinin hakim olduğu çorap sektöründe
öğrendi. İşçilerin kanını emen, işçilerden çaldıklarıyla zevkü
sefa içinde yaşayan patronlara karşı kin ve öfke doluydu.
13 yıllık çorap işçiliği yaşamında haklarını gasp
ettirmemeye işçi arkadaşlarını hak alma mücadelesinde kendisi gibi kararlı
tavizsiz olmalarını sağlamaya çalıştı hep.
2003 Eylül'ündeki 'Zamsız Çalışmayacağız' sloganıyla
ayağa kalkan çorap işçilerinin ilk kitlesel eyleminin örgütleyicisi ve
yöneticisiydi. Hemen ardından ÇEM-DER (Çorap Emekçileri Derneği)nin kuruluş çalışmalarını aktif olarak yürüttü ve kurucu
Genel Başkanlığını yaptı. Emekçi kişiliği burada da ön plana çıkıyordu.
Derneğin en küçük işleriyle bile kendisi mutlaka ilgileniyordu. Gece
vardiyasında çalışıyor, gündüz uyumadan derneğin işleriyle, çorap işçilerinin
örgütlenmesi ve işçi kimliğine, kültürüne sahip olması için çalışıyordu. İşçi
arkadaşlarını çok seviyor, onların en küçük sorunlarında bile yanlarında olmaya
sorunlarını paylaşmaya maddi manevi yardımcı olmaya çalışıyordu.
Patronlara karşı öfkesini ise her fırsatta dile
getiriyor, “eninde sonunda çorap
patronlarına diz çöktüreceğiz, çorapta sendikalı olacağız, köleliğe son
vereceğiz, çünkü artık örgütsüz değiliz ÇEMDER'imiz
var” diyordu. Görüştüğü kan emici patronlardan birine derneğin kurulduğu
ilk günlerde, derneğin kuruluş bildirgesini göstererek, işçilerin önünde 'Artık şerefsizlik yapamayacaksınız, buna izin
vermeyeceğiz, çünkü derneğimiz kuruldu' diye haykırıyordu. Çorap sektöründe
bugüne kadar görülmemiş bir şekilde fabrikalarda veya atölyelerde, yaklaşık 500
kişinin sigortalı olmasında, kıdem ve ihbar tazminatlarını almasında onun emeği
ve kararlılığı vardır. İlkokul mezunu olmasına rağmen iş yasasını öğrenmiş ve
işçilerin yasal haklarını patronlara ve avukatlarına karşı tavizsiz bir şekilde
savunmuştur.
Ahlaksızlıklara,
yalancılığa, riyakarlığa asla prim vermezdi. Terazidere de, Çorap atölyelerine gece vardiyalarında fuhuşu ve düzenin çeşitli pisliklerini bulaştırmaya çalışan
namussuzlara karşı tek başına yürüttüğü mücadele bugün hala konuşulur örnek
verilir.
Çorap patronları onun kararlılığını rüşvet ve
tehditlerle yıldırmaya çalıştıklarında, 'bizler onurumuzla yaşayan insanlarız,
şerefimizi ve arkadaşlarımızı satmayız. Şerefsizlik size yakışır. Bu yola
başımı koydum, elinizden geleni ardınıza koymayın' diyerek karşı
koyuyordu.
Salih, inanmış ve yoldaşlarına güvenmiş, kısa
sayılabilecek devrimci yaşamında emekçiliği ile ön plana çıkmış yiğit bir çorap
emekçisiydi.
Ancak her şeye rağmen onun gönlü, köyünde çalışırken
tanıştığı halk kurtuluş savaşçılarıyla birlikte olmaktı. Söz onlardan açılınca
gözleri bir başka gülerdi. Onlarla ekmeğini paylaşmış umutlarını taşımış,
yaşanılası bir dünyanın ancak onların yarattıkları fedakarlıklarla
kazanılabileceğini kavramıştı. O, sırtını yaslayabileceğin bir ulu ÇINAR gibi,
devrimci dostuydu. Çorap emekçilerinin onun yaşamından öğreneceği çok şey
vardır. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.