Rıza
BOYBAŞ'ı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Bir Yoldaşı RIZA'yı
Anlatıyor
Rıza, ağırbaşlılığıyla, mütevazılığıyla ön plana
çıkan bir yoldaşımızdı. Halkımızın birçok olumlu özelliğini üzerinde taşıyordu.
Açık sözlü, erdemli, gelenek ve kültürlerine bağlı bir yoldaşımızdı. İçinde
olanı saklamaz açık açık ifade ederdi. Herkesle
oturur konuşur, sohbet eder, şakalaşırdı. Gülmeyi çok severdi. Verilen bir
görevi eksik bırakmazdı. Bilmediklerini sorar öğrenmeye çalışırdı.
Rıza yoldaş Parti-Cephemizle ilişki kurmadan önce
başka bir devrimci örgütün saflarında mücadele etmiş, istediği gibi olmasa da
çok sevdiği Tokat dağlarında silah elde dolaşmıştır. Uzun çabaları sonucu
Parti-Cephemizle ilişki kurmuş ve ilk istediği Tokat dağlarında gerilla olmak olmuştur.
Ve her koşulda bu isteğini yenilemiştir. Rıza yoldaş, kendine verilen görevle
yetinmemiş, Parti-Cephemize yeni olanak ve ilişkiler kazandırmak için yoğun bir
çaba sarfetmiş ve bu çabası şehit olduğu ana kadar
sürmüştür.
13 Aralık direnişinde, hem de şehit düştüğü 4 Ocak
direnişinde düşmanla en önde çatıştı. Neşesini hiç kaybetmezdi. Yine 4 Ocak
direnişinde hem şakalaşıyor hem de barikata cam, taş ve silah olabilecek herşeyi taşıyor ve düşmana atıyordu. Yorulan yoldaşlanyla yer değiştiriyordu. ... Topladığı camlardan dolayı
elleri kan içindeydi. Ama hiç söylemiyor habire
koşuşturuyordu. Düşman içeri girdiğinde ve onu şehit ettiğinde yüzündeki o
gülüşü koparıp alamamıştı. Ölümü gülerek karşıladı.
O, dürüstlüğüyle, açık sözlülüğüyle diğer şehit
düşen yoldaşları gibi mütevazılığıyla, atılganlığıyla, cesaretiyle örnek oldu.
Sen rahat uyu Rıza Yoldaş, Tokat dağları Halk
Kurtuluş Savaşçılarının silah tarakalarıyla yankılanıyor.
Bize bıraktığın silahı yeni Rızalar omuzlayarak bıraktığın yerden devam ediyor.
***
Yoldaşları Anlatıyor:
Tutsaklık
süreci boyunca koğuşun en çalışkan insanlarından biri oldu. Her işe koşturan,
sürekli soran, hep yeni şeyler öğrenmeye çalışan Rıza Yoldaş, cezaevinde de
sessiz, sakin kişiliğiyle tanındı. Ancak, O'nun bu yapısına rağmen taşıdığı
halk ve vatan sevgisiyle dolu yüreği, mütevazı, emekçi karakteri hemen farkedilirdi. O, bu özelliklerini devrimci saflara
taşımıştı.
Rıza
Yoldaş birçok olumlu özelliği yanında eksikliklerinin de olduğunu biliyordu. Parti-Cephemizi
tanımıyordu. Yakalanıp cezaevine geldiği ilk günden itibaren hüküm giyeceğini
bekliyordu. Rıza Yoldaş, cezaevinde kalacağı süreyi Parti-Cephemizin
ideolojisini, tarihini, savaşını tanımak, kendini daha da geliştirmek, eksik ve
zaaflarını gidermek için kullanmayı düşündü ve büyük bir çaba gösterdi. Zaman zaman zorlandı. Ancak "bana
göre değil, ben anlamıyorum, yapamıyorum" demedi. Kavramakta zorluk çektiği
konuları sıkılmadan, bıkmadan defalarca sorarak öğrenmeye, içselleştirmeye
çalıştı. Kavradıkça düşmana kini daha da arttı.
Sağmalcılar
Cezaevi'nde 7 ay tutsaklıktan sonra 33 ay ceza aldı. Sağmalcılar'dan
sonra kaldığı Ümraniye Cezaevi'nde direnişlerde, barikatlarda en önde yer alan yoldaşlarımızdan
biriydi. Her günümüzün düşmanla bir irade savaşı olarak geçtiği Ümraniye süreci
O'nu da olgunlaştırıyordu. "Ben
direnişleri, düşmanla çatışmayı hep kitaplardan okudum, şimdi sıcağı sıcağına
kendimiz yaşıyoruz, direnmenin ne demek olduğunu daha iyi görüyorum"
diyordu.
Küçük
büyük düşmana karşı kazanılan her zafer Rıza Yoldaş'ın savaşma, kazanma
kararlılığını daha da büyütüyordu. Gerek 13 Aralık'taki direnişte, gerekse
şehit düştüğü 4 Ocak direnişinde yorulmak bilmeden savaştı. Bir yandan
savaşırken, bir yandan da yoldaşlarını düşündü. Kendi aldığı yaralar değil, yoldaşlarının
aldığı yaralardı O'nu kaygılandıran.
4
Ocak'ta düşmanın DHKP-C tutsaklarına alçakça saldırdığı anda yeterli derecede hazırlıklı
olunmamasına rağmen başlayan çatışmada en öndeydi. Düşmana karşı kullanabileceği
silahlar bulmaya çalıştı. Düşman havalandırmadan üzerimize taş, cam vb.
atıyordu. Rıza Yoldaş "Pencerenin önüne
çıkayım, asker bana taş atsın, ben de taşı alırım." diye konuşuyordu.
Bu yaratıcılığı, cüreti ve coşkusuyla cam, taş gibi silahlar dışında hemen hemen hiçbir silahı bulunmayan tutsakların, her türlü
silahlı kuşanarak hazırlıklı gelmiş düşmana karşı ikibuçuk
saat süren çatışmasında en önemli payı olanlardan biriydi.
Sen
rahat uyu Rıza Yoldaş. Yükselttiğimiz direniş bayrağı dalga dalga
yayıldı ülkenin dört bir yanına ve ülke dışına. Halkımız seni yalnız bırakmadı.
(Yukarıdaki
özgeçmiş, Haziran Yayınevi tarafından yayınlanan “Cezaevi Direnişleri-2 ÜMRANİYE”
adlı kitaptan alınmıştır.)