Özgür
KILIÇ'ı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Babası Anlatıyor:
Şerefli
bir şekilde şehit düştü
O, sürekli ezilenlerden yanaydı. Bizim şehir içinde
bir dükkanımız vardı. Özgür hamamlara sürekli bedava
yiyecek verirdi. Lisede okurken bana Baba
Kürecikin içinde bazı ihbarcılar
var, bunlardan biri de Kemal Kaplan. Bunun yanında bir iki kişi daha var.
Bunlar adi insanlar. Kendi çirkeflikleriyle bu işi yapıyorlar derdi.
Kemal Kaplan cezalandırılmadan önce Özgürü ve Hasan Erkuşu ihbar etmişti. Cezalandırıldıktan
sonra Özgür gözaltına alındı. Tutuklandı, idamla yargılandı. 10 ay tutuklu kaldıktan
sonra serbest bırakıldı. Tahliye olduktan sonra Ben
Devrimci Sol gerillalarının mezarlarını ziyaret ettikten sonra eve gideceğim demiş. Ve ziyaret edip
öyle gelmiş.
22 Aralık 1992de
elimi öpüp, Baba ben
gerillaya gidiyorum. Sen bilinçli bir insansın. Üzülmeyeceğini biliyorum. Bu
savaştır. Ben bundan sonra Devrimci Sol gerillasıyım
dedi ve
gitti. ... Ezilen halkımızın mücadelesine katıldığı için mutluyum. Şerefli bir
şekilde şehit düştü. Halkımızın başı sağolsun
diyorum.
(Bu anlatım, Mücadele dergisinin 1 Mayıs 1993 tarihli,
44. sayısından alınmıştır.)
Babası Anlatıyor:
"Bizler evlat yetiştirdik ki bu ülkede özgürce
yaşasınlar. Ben onun için dünyaya geldiği zaman adını özgür koydum. 17 yaşında
halkı için, ezilen insanlar için savaştı ve şehit düştü..."
***
Gerilladaki yoldaşları anlatıyor:
Lise 1'deyken kaydını Kürecik Lisesi'ne yaptırması
Özgür'ün (gerilladaki adıyla MUSTAFA) hayatında yeni bir sayfanın açılmasını
sağladı. Yıl 1991'dir. Devrimci Hareketin eylemlerini duyan Özgür, içinde Hasan
Erkuş, M. Kemal İnan gibi tanıdıklarının da bulunduğu
Devrimci Sol gerillalarıyla tanışır. Tanışır tanışmaz örgütlü ilişkiler içinde yeralır. Özgür, hem okuduğu Kürecik Lisesi'nde, hem de Kürecik
köylerinde faaliyet yürütür. Lisede DLMK örgütlülüğünü yaratmaya çalışır. Kısa
sürede liseli gençliği örgütlemeyi başarır. Okulda öğrencilere kitap, dergi vb.
verir. Sınıf konuşmaları yapar, okuldaki baskılara karşı çıkar. Köylerde
yürüttüğü faaliyette ise gerilla için ilişki yaratmaya çalışır. Ayrıca Malatya
şehir örgütlülüğüyle de sık sık görüşür. Özgür
okulda, köylerde faaliyet yürütür, illegalle, gerillayla çalışır. Daha 17
yaşındadır. Devrimci hareketi çok fazla tanımamaktadır. Ama her işe her yere
koşturmaktadır. Bölgede Mücadele Dergisi'nin yaygın olarak dağıtılmasını
sağlar. Kır gerillası olmak, onun idealidir. Çevresinde "eski tüfek" dediğimiz
düzinelerce insan, hapishaneden çıkıp devrimciliği bırakmıştı. Özgür, onların ektiği
yılgınlık tohumlarından etkilenmez, onlara karşı kin duymaktadır.
1998'de Dersim'de şehit
düşen Hüseyin Kılıç, Özgür'ün örgütlediği, Songül Erkuş
da lisede birlikte çalıştığı şehitlerimizdir. 1992 Şubat ayında Kürecik'te meşhur işbirlikçi Kemal Kaplan'ın cezalandırılması,
Kürecik halkının devrimci harekete olan sempatisini artırdı. Düşman böyle
önemli bir ajanını kaybettiği için saldırganlaştı.
Kırsala yönelik yapılan operasyon sonucunda 17
Mart'ta, Akçadağ'ın Hançerli Köyü yakınlarında beş yoldaşımız çatışarak şehit
düştü. Malatya şehir örgütlülüğüne yapılan operasyonda ise onlarca insan
gözaltına alındı. Birçoğu da tutuklandı. Gözaltına alınan yoldaşlarımızdan biri
de Özgür Kılıç'tı. Özgür tutuklandı ve Malatya Hapishanesine getirildi. 10 ay
yaşayacağı tutsaklık sürecini iyi değerlendirdi. Okudu, yazdı, araştırdı,
tartıştı, öğrendi-öğretti. Devrimci hareketi daha iyi tanıdı. İnatçı ve emekçi
özelliğiyle ayağa kalktı. Yaşamın her alanına koşturdu. Ailesine mücadeleyi
anlatması ve onları örgütlemesi de zor olmadı. Hapishanede olgunlaştı,
politikleşti ve kendini tamamen yeniledi. Özgür, Malatya dosyasının "bir
numaralı sanığı" olarak idamla yargılanıyordu. Düşman, işbirlikçi Kemal
Kaplan'ın Özgür'ün yardımıyla cezalandırıldığını söylüyordu. Mahkeme, iddiayı
ispatlayamayınca, Özgür yaş küçüklügünden de
faydalanarak Aralık 1992'de tahliye oldu. Tahliye olduktan sonra da
örgütlülüğümüz içinde yeraldı. Babasına gerilla
olacağını söylemişti. Zaten babasıyla bir arkadaş gibi samimi ilişkiler
kurmuştu. Onunla açık açık konuşmuştu... Düşman
evlerini bastı, kurşunladı. Özgür'ü gözaltına alıp işkence yaptı, infaz
provalarıyla onu korkutmaya çalıştı. Ama başarılı olamadı. Özgür direngen
davranıp düşmanın önünde başeğmedi. Gerilla olma hazırlıkları
yapıyordu. 1993 Şubat ayında Malatya Kır Birliğinin kalan savaşçılarıyla (Nihat
Kaya Behiye Canik) birlikte Dersim İbrahim Erdoğan
Kır Gerillası'na katıldı. Gerillaya katılığında 18 yaşındaydı.
Özgür ile gerillada çok fazla birlikte kalamadık.
Özgür'ün en fazla dikkati çeken yanı emekçiliğiydi. Hiç boş durmazdı. Ya kitap
okur, ya bir arkadaşa birşey anlatır, ya da kadın
arkadaşlara köylerde yaptıkları ev işlerine yardımcı olurdu. O süreçte bazen
köylerde kalıyorduk. Biz erkek savaşçılar evlerde yemek yer, çay içer ama
ortalığı derleyip, toparlama işine karışmazdık. Bu işleri ya kadın yoldaşlarımız,
ya da köydeki kadınlar yapardı. Bu konuda Özgür içimizde farklı düşünen ve
farklı davranan biriydi. O evlerde çayın ve yemeğin hazırlanmasına yardım eder,
sofrayı hazırlayıp, kaldırır, bulaşıkları bardakları yıkardı. Bu çalışkanlığını
hem kadın arkadaşlarımız, hem de köylü kadınlar taktir
ederdi.
Özgür, yaşamımızda çıkan sorunlar karşısında da
duyarsız davranmıyordu. Komutanı da, savaşçıları da eleştiriyordu. Yaşının
üzerinde bir olgunluğa sahipti. Her davranışında, ilişkilerinde politik bir
savaşçı olduğunu gösteriyordu. Biz onun kısa sürede komutan olacağını
düşünüyorduk. Zaten komutanlarımız da onu komutanlığa hazırlıyorlardı. '93
Nisan ayının ortalarında Özgür'den ayrıldık. Biz Vaskovan
eyleminin coşkusunu yaşarken, 23 Nisan 1993 günü Pertek-Çalaxane'de
12 yoldaşımızın şehit düştüğü haberini aldık. İçlerinde Özgür de vardı.
Özgür'den öğreneceğimiz daha çok şey vardı. Onu da daha doğru dürüst
tanımamıştık. Malatya Kır Birliği 'nin komutanı
olarak hazırlanan Özgür şehit düştü. Henüz yeni gerilla olmuşlardı ama bir
destan yaratmışlardı. Çalaxane'de kuşatıldıklarında
Mustafa (Özgür Kılıç) da, diğer yoldaşları gibi sarıldı kleşine.
Cephaneleri sınırlıydı. Komutan Mehmet'in talimatıyla üç gruba ayrılmış
mevzilenmişlerdi. Mustafa, derenin içinde, yanında bulunan Hayri (Mehmet
Çolak), Eda (Behiye Canik), Selçuk (Hasan Aktaş) ve Perihan (Eylem Yıldız) ile birlikte çatışarak
birer birer şehit düştüler. 12'LERİN ANILARI MÜCADELEMİZE
IŞIK TUTACAK!