Orhan ÖZEN'i Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:

 

 

Bir Yoldaşı ORHAN'ı Anlatıyor:

“Yeni bir kişiliğe bürünmüş, yeni bir Orhan olmuştu.”

 

Orhan Yoldaşı devrimci bir eylem sonrası yaralı olarak tutsak düştüğü cezaevinde tanıdım. Yaralanmanın getirdiği kalıcı sağlık problemlerine rağmen, kendisi ile sürekli hesaplaşan, geçmişini, hatalarını değerlendiren, daha iyi, daha aktif bir savaşçı olabilmek için kafa yoran bir yoldaşımızdı. Ortak yaşamın gerektirdiği görevlerin hiçbirini sağlık problemlerinden dolayı reddetmezdi. Okudukça Parti-Cephe'yi daha iyi kavradı. Kendisini gelecek için daha iyi hazırlamanın gerekliliğini gördü. Sohbetlerinde her zaman temel konu kendisiydi. Der-sim'li olduğu için sıkça gerillalarımızı, Dersim'i anlatırdı. Özellikle Ovacık'ta koruculuk sistemini, kendi akrabaları dahil insanların düşmanla nasıl işbirliği yapabildiğini nefretle anlatırdı. Çıkınca gideceğim onlarla görüşeceğim derdi.

Kendisine yönelik eleştirilerde ilk zamanlar tepki gösteren yanları vardı. Sonra bu özelliğini terk etti. Zaaflarını tespitle yetinmeyip, birlikte nedenlerini bulmaya, nasıl aşacağını saptamaya çalışırdı. Bundan dolayı hızla kendini yeniliyordu. Ve biz bunu ilk Ümraniye girişinde, sonra da 13 Aralık'ta gördük. Sağlık problemi hiç yokmuşçasına dinamik, aktif bir şekilde ön saflarda yer aldı. Barikatların oluşturulmasında, çatışma esnasında en önde yer alacak kadar düşmanla göğüs göğüse çatışmaya ve ölüme hazırdı. O anda onun için yaralanmak, ölmek o kadar önemli değildi. Düğüne gider gibi düşmanın üzerine yürüyordu. Yeni bir kişiliğe bürünmüş, yeni bir Orhan olmuştu. Çatışma anında düşmana karşı öfke dolu, bir o kadar da coşkulu ve kararlı bir savaşçıydı. 13 Aralık isyanından sonraki günlerde, düşmanla irade savaşı içinde tereddütsüz yer almaya devam etti. Sağlık problemlerinin arttığı, bünyesinin zayıf düştüğü halde ne uykusuz kalmaktan, ne de çok çalışmaktan şikayetçi oldu. O, yoğunluk içinde kendine eğitim programı çıkardı, okudu, tartıştı. Sürecin nereye doğru gittiğini gördüğünde, ölüm üzerine şöyle demişti: "Hiç önemli değil, gülerek kucaklayacağız." 4 Ocak direnişimizde de şehadetiyle bunu kanıtladı. Elinden gelen bütün çaba ve yeteneğiyle düşmanın karşısında yer aldı. Direndi, çatıştı, vurdu; nihayet vuruldu. Ve bir Halk Kurtuluş Savaşçısına yakışır şekilde şehit düştü. Orhan Yoldaş'ın anısı önünde eğiliyor, adını Halk Kurtuluş Savaşımızda, özgür tutsak geleneğinde yaşatacağımıza and içiyoruz...

 

 

Geri