Önder ÖZDOĞAN'ı
Yakınları,
Yoldaşları Anlatıyor:
Yoldaşları Anlatıyor:
Hiçbir görev onun için küçümsenen, benimsenmeyen bir
görev olmadı, disiplin anlayışı ve yüreğindeki devrim özlemi böyle bir
küçük-burjuva kompleksine yer vermiyordu... Öyle ki,
geçmişte yaşadığı bir hastalığın yol açtığı fiziki tahribatlara karşın
olağanüstü bir çaba harcayarak rahatsızlığını yenmeyi başardı, bu
rahatsızlığını hiçbir zaman işlerin önüne dikmedi, hiçbir zaman şikayetçi olmadı.
Devrimci yaşamında her zaman iyi bir öğrenci ve hem
de iyi bir öğretmen olan Önder, bir yeraltı adamıydı. Yeni insanları yeraltı
yaşamına adapte etmekte, onlara bu zor yaşamın kurallarını ve ilkelerini
öğretmekte üstün bir yetenek gösteren Önder, bu alanda birçok insanı
yetiştirdi, ustalaştırdı.
Önder, yapılamayacak bir işin olduğunu kabul etmeyen
devrimcilerdendi.
O sadece yapılması gereken işin gösterilmesini
isterdi.
Ama onun mekanik bir asker olduğu anlamına gelmez
bu. O bir Devrimci Sol savaşçısının inisiyatifine de
sahipti. Harekete geçmek için illa da emir gerekmezdi. Koşulların gerektiği
yerde doğru eylemi, gereken faaliyeti göstermenin gerekliliğine, bunun
kaçınılmaz bir görev olduğuna inanırdı. Ve bu inancı doğrultusunda bakardı
işine.
***
Ailesi Önder'i Anlatıyor:
Köye genellikle tatillerde gelir ve kuzu yaymakla
zamanını geçirirdi. Devamlı kitap okurdu. Çevrede çok sevilen bir insandı.
Siyasi konularda sürekli konuşur, Türkiye'nin
koşullarını anlatırdı.
"Benim
ölüm haberimi duyduğunuz zaman gözyaşı dökmeyin, sadece mezarıma kırmızı karanfil
getirin."
derdi. Köyde aileler arası tartışmalar olduğunda müdahale ediyor, karşı
çıkıyordu.
Kimseye darılmazdı. Çocukları ve hayvanları çok
severdi.
Annesini çok severdi. Ailesiyle sürekli konuşur,
düşüncesini anlatırdı. Her yerde mücadelenin gerekliliğini savunurdu.
Kadınlara her zaman saygı duyar, kitap okumalarını
öğütler, dedikodunun gereksiz olduğunu anlatırdı. Pek çok kadın, "O, bizim
için öldü." deyip, aileler arasındaki dargınlığa bile aldırmadan cenazeye
gelmişlerdi. Büyükler de ona çok büyük bir saygı duyuyordu.