Mustafa
YILMAZ
Şehit Düştüğü Tarih: 19 Aralık 2000
Şehit Düştüğü Yer: İstanbul
Doğduğu Tarih: 1968
Doğduğu Yer: Ordu, Fatsa, Ilıca
Uzundere köyü
Mezar Yeri: Ordu
19
Aralık 2000’de Bayrampaşa Hapishanesi’ne yapılan katliam saldırısında,
tutsakları tarayan jandarmanın kurşunlarıyla şehit düştü.
Mustafa
YILMAZ, 1968 Ordu, Fatsa, Ilıca Uzundere
köyünde doğdu. Türk milliyetinden ve Alevi kökenlidir.
Örgütlü
mücadeleyle tanışmadan önceki yaşamı sıradan bir yaşamdır. Bulunduğu ortam daha
çok lümpen bir çevreydi. İlkokulu köyde okudu.
Bitirdikten sonra İstanbul’a 1980’de çalışmaya geldi. Çalıştığı süre içinde
işyerinde kalıyor, orada yatıyordu. Mayıs 1988’de askere gitti. Askerlik
bitiminde yeniden çalışmaya başladı.
Bu
dönemde bir akrabası, Küçükarmutlu’ya gecekondu
yapmıştı. Bir süre sonra yakınının gecekondusu yıkıldı. Tekrar yapıldı. Mustafa
1990 ortalarında bir süre onun evinde kaldı. Sonra kendisine de Küçükarmutlu’da yer verildi. O da hem çalışıp hem ev yaptırıyordu.
İşte bu süreçte, örgütlü mücadeleyle tanıştı.
1991
ortalarında Küçükarmutlu’da devrimci faaliyetler
içinde yer almaya başladı. Küçükarmutlu’dan sonra
çeşitli mahallelerde örgütlenme ve mücadelede görevler aldı. Daha sonra milis örgütlenmesinde
yer aldı. Çeşitli askeri eylemlere katıldı.
Mustafa’yı
etkileyen olaylardan birisi 12 Temmuz direnişiydi. Şehitlerimizin ölü
bedenlerine tek tek bakmış, her taraflarının yara, yanık içinde olduğunu görmüştü.
Bu durum onu çok etkilemişti.
Devrimci
hareket içinde yaşanan darbe ihanetinde, daha yeni tutsak düşmüştü. Darbeyi
tutsaklığının ilk başlarında öğrendi Mustafa. İlk aklına gelen “arkadan
hançerlendik” olmuştur. “Bana dışarıda söylense inanmazdım. Ama bu gerçekti.” demiştir Mustafa.
Bunu bilince çıkarmaya çalıştı. Bu süreç devrimci hareketi daha net tanıdığı
bir süreç olmuştur.
Önderliğimizin
Fransız emperyalizmi tarafından tutsak edildiği dönemde hapishanededir. Bu
süreç de onun açısından eğitici olmuştur. Önderimizin bırakılması için her
türlü eylem biçimine hazır olduğunu şöyle ifade eder. “O dönem kendimi yakma eylemine hazır olduğumu ifade ederken dışarıda
gördüğüm şehitlerimizin cenazeleri aklıma geliyordu. Çünkü düşman mermilerle
yakmıştı yoldaşlarımızı. Ben de bunları düşünerek onların düşleri, önderimizin
saçının teline zarar gelmemesi için bedenimi ateşleyecektim.” Buna kendini hazırlamış,
ne zaman olacak diye düşünüp, beklemeye başlamıştır Mustafa.
96
Ölüm Orucu eyleminde, eylem ilk tartışılmaya başlandığında, “bu göreve ben de talibim” derken tereddütsüzdür. Düşüncelerini şöyle ifade
eder, o dönem; “Bu süreç halkımıza verdiğimiz, şehitlerimize verdiğimiz sözleri tutma zamanıydı.
Ölüm Orucu içinde, 12 Temmuz şehitlerimizi anmıştık. O gün ben de sizlere layık
olacağım diyordum.”
Verdiği
sözlere sonuna kadar sadık kaldı. Dediği gibi ölümsüzleşti. Demişti ki: “Her koşulda Partimin politikalarını yaşama
geçireceğim, şehitlerimizin bize bıraktığı bayrağı yaşamımın son anına kadar
taşıyacağım.”
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...