Murat ÇUHACI'yı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:

 

 

Bir Cepheli anlatıyor:

 

Sabah saatleriydi. Okmeydanı'nda öfkeli bir kalabalık toplanmıştı. Bu kalabalık önceki gün Gazi'ye saldıran düşmana öfkeydi. Bir an önce hesap sormak istiyordu katillerden...

Toplananlar hep bir ağızdan slogan atıyordu. Parti-Cephe'nin sloganlarını. Evet, orada Parti-Cepheli'ler ve Parti-Cephe öncülüğünde halk vardı. Yürümeye başlamışlardı. En önde Murat da vardı. O da öfkeli ve kitleye önderlik edenlerdendi. O bir Parti-Cephe taraftarıydı. Yapması gereken görevler vardı. Parti-Cephe taraftarlığının ne demek olduğunu, ne anlama geldiğini biliyordu. Murat savaşa yabancı değildi. Tanıyordu savaşımızı. Şehitlerimizden, Parti-Cepheli'lerden öğrenmişti. O Parti-Cephe'ye güveniyordu. Çünkü, yıllardır özlemlerine kimin sahip çıktığını biliyordu. Şimdi bir Parti-Cepheli taraftar gibi savaşmaya, savaştırmaya gidiyordu Gazi'ye.

Daha Gazi'ye varmamışlardı. Eline bir sopa aldı. Sopayı öfkesinden kırmak istercesine sıkıyordu. Faşist odakların dağıtılmasında en öndeydi. Gazi'de ise militanlığıyla öne çıktı. Bir bakmışsınız barikatlara koşup barikatları güçlendiriyor, bir bakmışsınız düşmanla yüzyüze çatışıyor, yaralıların taşınmasına yardım ediyor.

Gazi'den sonra o artık daha tecrübeli bir Cephe'liydi...

Murat çevresinde yaşanan olaylara duyarsız kalmıyordu. 13 Mayıs günü Okmeydanı'nda bir faşistle kavga eden birini ayırmak isterken Hacı isimli faşistin savurduğu bıçak darbesiyle yaşamını yitirdi. O gün olayı duyan yüzlerce arkadaşı, Okmeydanı'ndaki esnaflar ve halktan pek çok kişi hastaneye koştu.

Murat'ın cenazesi çok sevdiği devrimcilerin, Parti-Cepheliler'in omuzlarında taşındı. Yine sloganlarla, tilililerle memleketi Tokat'a uğurlandı.

Murat'ı unutmayacak, unutturmayacağız.

 

***

 

Bir arkadaşı anlatıyor:

 

"Murat'ı çok kısa bir süre tanımama rağmen, O'nda ilk dikkatimi çeken şey, sessizliği olmuştu. Çok sakin ve ağırbaşlıydı, sessiz olduğu kadar da, sıcak bir insandı Murat. Çevresindeki herkes tarafından çok sevilir, o da insanları severdi. O'nu ölüme götüren şey de sevgi oldu... Elinden geldiğince herkese yardım etmeye çalışırdı.

(...) Anadolu kültürüne sahip çıkan, Alevi bir aile içinde yetişmiş olmanın etkisiyle değerlerini vazgeçmeden koruyan, haksızlıklara, eşitsizliklere dayanamayan, temiz yürekli bir insandı. Haksızlığı, adaletsizliği gördüğü anda, yerinde duramaz, tepkisini hemen ortaya koyardı. Kimseye zarar vermek istemez, sessiz, sakin ve olgun yaklaşırdı. Yaşına bakmadan, sadece sevmekle kalmadık, saydık O'nu.

Sevdiği insanlara, arkadaşlarına, çıkarsız bağlı olan Murat'ın en çok övündüğü şey, mahallemiz Yolağzı'nın anti-faşist potansiyelinin çokluğu, bunun da ötesinde Parti-Cephe'ye bağlı insanlarımızın çokluğuydu.

Kendini sakınmadı. Gazi katliamı duyulduğunda, destek için Okmeydanı'ndan Gazi'ye akın akın yürüyen kitlenin en önünde, Parti-Cephe savaşçılarımızın hemen yanında olmayı bir görev bildi...

Gazi'ye ulaştığımızda, düşmanla çatışmada tereddütsüz, yaralıların hastaneye taşınmasında özverili, sorumluluk duygusuyla hareket edendi Murat. Birçok parçaya bölündü; barikat kuran, düşmanla yüz yüze çatışan, şehitlerimizin cenazelerine sahip çıkan, mezarlıkta karşı devrimci Aydınlıkçılar'a tavır alıp, teşhir eden ve kitle dışına atılmalarını sağlayan birden çok Murat, birden çok "Kara Çocuk" savaşımızla, savaşçılarımızla omuz omuza oldu.