Muharrem
ÇETİNKAYA
Şehit Düştüğü Tarih: 12 Kasım 2001
Şehit Düştüğü Yer: Ankara
Doğduğu Tarih: 1972
Doğduğu Yer: Malatya, Doğanşehir Suçatı Köyü
Mezar Yeri: Doğanşehiryolu Örnek köyü, Malatya
F Tipi hapishanelere ve tecrite karşı gerçekleştirilen Büyük Direniş’de
yeralan bir ölüm orucu direnişçisiydi. 5. Ölüm orucu
ekipleri içinde ölüm orucunu sürdürürken, Küçükarmutlu
katliamını protesto etmek için Sincan F Tipi hapishanesi hücrelerinde bedenini
tutuşturan Muharrem Çetinkaya, kaldırıldığı hastahanede şehit düştü.
Muharrem
ÇETİNKAYA: “Devrimci değerlere daha fazla sarılmadan halka layık olunamayacaktır...”
Hücrelerde bedenini
tutuşturarak, herkese dayanışmayı, paylaşmayı, sahiplenmeyi öğreterek
ölümsüzleşen Muharrem yoldaşımız, 1972'de Malatya Doğanşehir Suçatı Köyünde doğdu. Yoksul, emekçi, Kürt Alevi bir
ailenin üç çocuğundan ortancasıydı. Akçadağı Öğretmen
Lisesinde okudu.
Köyün genel yapısından
dolayı, devrimcilere sempati duyuyordu. Yoksulluğu da, zulmü de daha küçük
yaştan görüp yaşadı. Çocukluktan delikanlılığa evrildiği
yıllar, cunta yıllarıydı. Solcu ilkokul öğretmeninin köy meydanında dövüldüğünü
görmüş, çok etkilenmişti. Yine orta ikideyken, evleri basılmış, abisi gözaltına
alınmıştı.
Sonra o baskınları ve gözaltıları kendisi de sık sık
yaşayacaktı.
17 yaşında ilk kez hiç
ilgisinin olmadığı bir olay nedeniyle gözaltına alındı. Direndi. “Gözaltına ilişkin fazla bir şey bilmiyordum
ama devrimcilerin arkadaşlarını, tanıdıklarını poliste ele vermediğini
biliyordum.” der sonraki anlatımlarında.
Devrimci hareketle ilk
ilişkisi 1991’de olur. Bir buçuk ay içinde hareketin hemen bütün yayınlarını
okur ve kararını verir: Devrimci Sol’cu olacaktır. 91 Haziranında Malatya'da
örgütlülükle ilişkiye geçti. 92-93 döneminde, dergi dağıtırken, cenaze
töreninden çeşitli bahanelerle üç kez gözaltına alındı. Yaklaşık dört ay
hapishanede kaldı.
Tahliye olduktan sonra
Aralık 93'te Aydın Bulmak ile birlikte Dersim'e gidip
gerillaya katıldılar. 1996 sonlarına kadar gerillada faaliyet yürüttü. Sonra
bir süre hareketten ayrı kaldı ve bu süreçte tutsak düştü.
Hapishanede yeniden
yoldaşlarıyla bir araya geldi. Uzun süre Malatya hapishanesinde kaldı. İçindeki
ve dışındaki düşmana karşı zorlu bir savaşa girdi.
19 Aralık katliam
saldırısında yoldaşlarıyla omuz omuza direndi. Hücrelerde direnişini sürdürdü.
F tiplerinde, şehit
yoldaşlarının yerlerini doldurmak isteyen ölüm orucu gönüllülerinden biriydi.
Sincan F tipi hapishanesinin 5. Ekibinde, 3 Haziran’da ölüm orucuna başladı.
Gerillada yarım bıraktığı silahlı savaşı, bedenini silah yapıp sürdürüyordu
şimdi. Bir yazısında “devrimci değerlere
daha fazla sarılmadan halka layık olunamayacaktır” demişti. Her gün daha
çok sarıldı değerlerimize.
Altı aydır, açlığın
koynunda zulme karşı savaşı sürdürüyordu.
Altı aydır, hücre hücre eriyerek zulmün duvarlarını eritiyordu.
Yüreklerinin bir yanı
dışarıdaki direnişteydi. Armutlu’da direnen halka saldırıldığını
duyduğunda tutuşturduğu bedeninden yükselen alevlerle, zulüm ve direniş
gerçeğini bir kez daha gösterdi herkese.
(Yukarıdaki özgeçmiş bilgileri
Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi Basın Bürosu’nun 12 Kasım 2001 tarihli, 224 No’lu açıklamasından alınmıştır.)
***
Muharrem
Çetinkaya'nın şiirlerinden
vatan yaralı
ne oyun
ne de ağlamanın zamanı
taşduvar avlu
siper olmuş Liceli’ye
yine:
ılık ılık
kan kokusu
sarar Lice'yi
bir yel eser
ölüm
korkulu
göç yolları görünür.
taşlı-sapa
o diyar senin
bu diyar benim diye
vatan
gövdesini sarmış
yaralı,
gözler yaşlı
kaybederken evlatlarını
ölümü sevda
gök kubbeye sığmaz
kanlarla çizilmiş haritalar.
et ve kemikten örülü
zulmün sarayı Ninova'da
destanlar yazılacak,
ölümü sevda
kavgayı kardeş belleyenlerce.
meçhulün çizgisi
ey mavi gök,
hırçın su,
kara toprak.
duyun da
hissedin
bu çığlığı
ölümün,
bilinemezliğin yani,
o meçhulün çizgisini ölümün.
ey şarabi renkli gecelerin
vurdum duymazlığı.
dinleyin,
dinleyin de
duyun bu çığlığı
kırık kanlı kadehlerde
yudum yudum
gelen
ölümün soluk alışlarını.
ey rahmine ihanet tohumu
serpilen geceler.
anla,
bu kavga
üş beş günlük
hatır matır
meselesi değil
ağıtların-çığlıkların
hesabıdır bu.
boynumuzun borcudur.
el-ayak buz tutmuş
bu uğurda
ne yazar.
yeter ki yürek çarpsın.
(Yukarıdaki şiirler, Muharrem
Çetinkaya'nın Boran Yayınevi tarafından yayınlanan
Gülüşün Hücrelere Takılı Kaldı adlı şiir kitabından alınmıştır.)
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...