Muharrem
KARAKUŞ'u Yakınları, Yoldaşları
Anlatıyor:
Yoldaşları anlatıyor:
Onlar savaşımızda birer neferdirler
Muharrem ve Mustafa'nın Göztepe Köprüsü'nde pusuya
düşmeleri ne tesadüf ne de düşmanın maharetiydi. Kısa bir süre önce gözaltına
alınıp düşmanla işbirliğine giren hain Salih Karaca'nın eylem hazırlığı içinde
olan savaşçılarla buluşma yerini polise vermesi pusuya düşmelerine neden oldu.
Salih Karacan haininin ihaneti düşman için bulunmaz bir fırsattı. Çünkü
Mustafa'yı da, Muharrem'i de iyi tanıyordu düşman.
...
Muharrem
mücadeleye katıldığı günden itibaren aranıyordur. Çünkü askerden kaçarak mücadele
saflarına gelmiştir. Zaman geçtikçe kod adına kadar deşifre olmuştur. Düşman
her yerde onu aramaktadır. Şubeye girip çıkanlar kendisine dikkat etmesini söylediğinde,
"Siz merak etmeyin. Onlar beni sağ yakalayamaz. Ancak cesedimi alırlar. Onlara
bu zevki tattırmayacağım" karşılığını verir. Defalarca bulunduğu bölgeye
onun için operasyon yapılır. Ama Muharrem her defasında operasyonlardan kurtulmayı
başarır.
Yine düşman bir operasyonda Muharrem'i katletmek
üzere bir bölgeye girer. Bölgeye hazırlıklı gelmiştir. Silahları, bombaları,
çelik yelekleri hatta ceset taşıma brandaları bile vardır yanlarında. O
operasyonda da Muharrem'i bulamazlar. Ama bir yoldaşını yakalarlar. Muharrem operasyonu
ve yoldaşının alındığını görür. Çünkü o sıra bulunduğu bir yerden operasyonu
izlemektedir. Bunun üzerine hemen harekete geçer ve 5-6 kişi toplayıp eylem hazırlığı
yapar. Eylemin hedefi polisin çay içtiği STFA şantiyesinin yakılmasıdır. Eylemi
yaparlar. Öfke doludur Muharrem. Düşman bu kadar kolay yoldaşlarını alamamalıdır.
Bu eylem hem düşmana mesaj verirken hem de "yoldaşım duyarsa direnmesi
için moral olur" diye düşünür Muharrem.
O kısacık zamanda herşeyi
düşünmüştür. "Düşmanın burnunun dibinde eylem yapacak cesaret ve cürete
sahiptir. Ona şu eylemi yapacaksın demek yeter." Yoldaşları böyle anlatır
Muharrem'i.
Komutan Muharrem savaşçı olabilmek için uzun bir
bekleme süreci geçirir. O bekleme sürecinde pratik bir şey yapmasa da yoldaşlarının
sorumluluklarını hep paylaşır. Gördüğü olayları yaşlısıyla, genciyle
değerlendirir, düşüncelerini yoldaşlarına aktarır.
Zamanını boşa geçirmek ona göre değildir. Kaldığı
evde eğitim çalışması saatleri ayarlar, evin bireylerini eğitmeye çalışır.
Çevresindeki olanakları hemen değerlendirir ve Parti'ye sunar. Kaldığı bölgede
bir sağlıkçı vardır. Sağlıkçıyla konuşarak birlikte kaldığı yoldaşlarına
akşamları birkaç saat sağlık dersi alabileceklerini söyler. Kendileriyle ilğilenen yoldaşına konuyu açar ve "Burada bulunduğun
zamanlar sen de katılabilirsin. Bu bizim için büyük avantaj. Yarın yanımızda
bir yoldaşımız yaralandığında müdahale edebiliriz." der. Kısa bir süre
sonra iğne yapma, pansuman, dikiş atma, serum takma gibi ilk etapta
yapılabilecek her şeyi öğrenir. Onunla birlikte diğer yoldaşları da öğrenir.
Sonra Muharrem kaldığı bölgeden başka bir bölgeye
getirilir. Devrimci yaşamdan önce konfeksiyon makinacılığı yapmıştır. Yeni kalacağı evin de konfeksiyon atölyesi vardır. Muharrem boş durmaz, çalışmaya
başlar.
Sahiplenme Muharrem'de doğal bir yandır. O mutlaka
olumsuzlukları aşmak için bir çare bulur. Kendisini geliştirirken yoldaşlarını
da geliştirir, hem bir öğrenci, hem de öğretmendir. Boş durmaz olanak yaratır,
yeni yeni bir şeyler bulur, Parti'ye sunar. Bir
yoldaşının eski alışkanlıklarını veya eski tarza göre bir iş yaptığını
gördüğünde "Artık bunu böyle yapamayız. Bizim için geri bir yöntemdir. Biz
Parti olduk. Bunun hakkını vermeliyiz" şeklinde eğitmeye çalışır. Bir
eylemi, Parti'ye ait bir malı, bir şehit ailesini kısacası savaşa ait ne varsa
sahiplenir; kendine ait ne arsa paylaşır.
Tutsak yoldaşlarının ihtiyaçlarına karşı hassasiyeti
herkes için eğiticidir.Tutsak yoldaşlarının videoya
ihtiyacı olduğunu duyar. Evindeki kendine ait videoyu tutsak yoldaşlarına
gönderir hemen. "Onları biz düşünmezsek kim düşünecek" der. Yani
Muharrem savaşımızın her cephesinde düşünür, sahiplenir. Bir yoldaşının aynı
kıyafetleri sürekli ğiydiğini gördüğünde ona kıyafet
ayarlar, verirken de yine yoldaşını eğitir. Hep aynı kıyafetle dolaşırsan takip
edilmen kolaylaşır" diyerek uyarır yoldaşını.
Sabırlı olmak denildiğinde Muharrem akla gelir. Uzun
süre beklemek zorunda kaldığında zamanını kendi gelişimi için değerlendirir.
"Bıktım, usandım, yeter" sözleri ağzından çıkmaz. Sabırla göreve başlayacağı
günü bekler. Kendini hep askeri alana hazırlamıştır. Bunu hem teorik hem de
pratik yönleriyle ele alır. Eline geçen silahları söker, takar, temizler.
Silahı en ince ayrıntılarına kadar öğrenmeye çalışır. Diğer yandan şifre,
bomba, yeraltı kuralları, tip değiştirme vb. çalışmalar yapar.
Parti'sine, yoldaşlarına güvendiği kadar kendine de
güvenlidir. Güven konusunda söyle der; "Eğer yoldaşlarına, partine
güveniyorsan kendine de güveniyorsun demektir. Eğer bir güvensizlik olayına tanık
olursan, üzerinde düşünmek gerekir. Güvensizliği sergileyen kişi kendine
güvenmiyordur. Dolayısıyla da yaptığı işi başarıyla tamamlayamaz.
Gültepe'de şehit düşen genç yoldaşı
Ali Ertürk ısrarla birliklerinin adının Muharrem
Karakuş olmasını istemişti. "Muharrem Komutan gibi, mermim bittiğinde
düşmanın üzerine zafer sloganlarıyla yürüyeceğim " demişti Ali.
Muharrem de Ali gibi, Esma'ların, Eyüphan'ların şehit düşmesinden etkilenmişti. Eyüphan'ın yeğeniydi o. Askerden kaçmasının nedenini
'"Esma'nın işkencedeki çığlıklarını her gece duyar ğibi
oluyordum. Ağzından salyalar akan işkenceciler Esma'ya yeniden yeniden saldırıyorlardı. O işkencenin en ağırına katlanmış,
tecavüze uğramış ama onurunu teslim etmemişti. Duvara yazdığı DS imzası hiç
gözümün önünden gitmiyordu. Oysa ben aynı işkencecilerin düzenine hizmek ediyordum. Daha fazla dayanamazdım " sözleriyle
anlatır. Ve Muharrem, Esma'lara, Eyüphan'lara layık
bir biçimde şehit düşer.
***
Bir yoldaşı, Gazi ayaklanmasındaki
Muharrem’i anlatıyor:
Halk önderi olmanın da en güzel örneklerini
sergileyen yine şehit yoldaşlarımızdan komutan Muharrem Karakuş ve Ali
Haydar'dır.
Düşman, Gazi'ye saldırıp katliam yaptığında Muharrem
yoldaşımız bulunduğu bölgede halk önderi olarak davranmış, Armutlu halkını
toplayarak Gazi'ye yığmış, kendisi barikatın ön saflarına geçerek savaşmış,
halka öncülük ederek örnek olmuştur.
***
Bir yoldaşı anlatıyor:
Muharrem ilk okuldan sonra
konfeksiyonda çalışmaya başladı. Hafta sonu haftalığını aldıktan sonra yanıma
gelir, paraya ihtiyacım olup olmadığını sorardı. İhtiyacım olmadığını
söylediğim halde gizlice bir kenara para bırakır giderdi. Bana sen insanlar
için koşturuyorsun, paraya her zaman ihtiyacın vardır derdi.
Bir yıl kadar sonra Muharrem'in 16-17 Nisan
faaliyetlerinden dolayı tutuklandığını öğrendim, üç ay cezaevinde kaldıktan
sonra tahliye edilip oradan askere gönderilmişti. Askerde iki ay kaldıktan sonra
kaçıp hareketi bulmuş, ben düzenin değil halkın askeri olmak istiyorum demişti.