Kemal AVCI'yı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:

 

 

Halkın Hukuk Bürosu’nun Kemal Avcı'nın tutsaklığı döneminde maruz kaldığı işkenceyi konu alan 28 Haziran 2016 tarihli açıklaması:

 

Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın Kemal Avcı; F Tipi Kanser Etti

 

Tıp bilimi f tipi kanser eder dedi. Gerçekten de f tipi tecrit hücrelerinde kanser çoğaldı.

Türk tabipleri birliği bilim adamlarının doktorların görüşünü yayınladı. Açıklama şöyleydi;

“İzolasyon şartlarında bağışıklık sistemindeki yanıtta da değişiklikler gözlenmiştir. Tümör büyüme hızının Arttığı (KANSER), viral enfeksiyona yanıtın değiştiği saptanmıştır (Brain Behav. İmmun 1969/Journal of Experimental Animal Science, 1994)”

İhale usulü ile satın alınan yemeklerin en ucuza gelecek şekilde yapıldığı, bunun da sağlıksız, hormonlu ve genetiği değiştirilmiş besin maddelerinin satın alınmasının önünü açtığı da bir başka gerçektir. Tecrit hapishanelerinde hapishane yemeğini yememeniz durumunda da kansere neden olduğu saptanan koruyucu madde kullanılmış ambalajlı ürünlerden başka bir alternatif bulunmamaktadır.

Kemal Avcı da uzun yıllar kaldığı tecrit hücrelerinde hem kanser hastalığına yakalandı hem de hastalığı hızla büyüyüp yayıldı.

TTB raporunda hem hastalığa yol açması bakımından hem de olanaklarının sınırlı olmasından ötürü tecrit hapishanelerinin tedavi için de uygun yerler olmadığını daha hapishaneler ilk açıldığı dönemde açıklıyordu;

“İzolasyon ünitelerindeki hükümlülerin sağlık hakkından yararlanma durumları açık değildir. Gerek hekime ulaşa bilirlik gerekse ikinci basamak sağlık hizmetlerinden yararlanmada yaşanan sorunların bu cezaevlerinde daha ağır seyredebileceği izlenimi oluşmuştur”

2013 yılında Serbest bırakılması için sürdürülen kampanya sonucunda yargılandığı mahkeme, sunulan bilimsel raporlara da ikna olarak Kemal Avcı’yı serbest bıraktı.

3 yıl sonra hakkındaki mahkeme kararı olduğu gerekçesi ile yeniden tutuklandı ve cezaevine konuldu. Ancak hastalığı nüksetmişti. Son güncel sağlık durumunu gösterir, 18.01.2016 çekim tarihli KONTRASLI TORAKS BT incelemesinde klinik bilgisinin MİDE CA olduğunu ve 20.04.2016 tarih ve B-7432 protokol numaralı patoloji raporunda, mide ve ince bağırsak konsültasyonunda taşlı yüzük hücreli karsinom (MİDE CA’da (kanserinde) yayımlı dişli hücre olduğu ve kanserin 4. Evresinde olduğu) tanısı mevcuttur.

“Beni tutuklayan savcıya,

“Beni tutuklaman ölümüme imza atmak olacak biliyorsunuz değil mi” dediğimde cevabı;

 “Ben her şeyi biliyorum” oldu.  ( Kemal Avcı’nın mektubundan)

Bu gün Kemal’in kemoterapisini sağlamak üzere yatırılacağı bir hastane bulunamamaktadır.

Elleri kelepçeli bir şekilde ring denilen havasız ve boğucu sıcak bir ring aracında saatlerce bekletilerek hastaneye götürülüp getirilmektedir. Çok ağır bir hastalık olan kanser hastalarına hassas bir bakım uygulanması gerektiği halde virüslere ve enfeksiyona açık halde, ring araçlarında götürülüp getirilmesi hastalığın etkisini artırmakta ve Kemal’in direncini düşürmektedir. Kematerapinin kendisi baş dönmesi ve kusma yaratan bir tedavi olduğu bilindiği halde kemoterapi sonrası kanser hastasını yatağa yatırmak yerine  ring aracına girmeye  zorlamak kelimenin gerçek anlamı ile işkencedir. Üstelik Kemal Avcı kanser hastalığının yanı sıra şeker ve tansiyon hastasıdır ayrıca beyin fonksiyonlarında yavaşlama vardır.

Okmeydanı Araştırma ve Eğitim Hastanesi Kemal in ayakta tedavi görebileceğini söyleyecek kadar bilim ve insanlık dışı bir durumdadır.

 

Tekirdağ T Tipi Hapishanesi Kemal Avcıya Diyet Yemeği Vermemekte Ve Yağlı Tuzlu Yemekleri Yemeğe Zorlamaktadır

Kanser hastaları hastalığına karşı koymak için bağışıklık sistemlerinin güçlenmesi gerekir. Bu da beslenme ve gıda takviyesi ile sağlanabilir. Oysa mide bulantıları bir yana Kemal Avcı ihtiyacı olan diyet yemekleri bile alamamaktadır.

Bu durum kan şekeri ve tansiyon düşüklüğüne yol açmaktadır. Tecrit hücrelerinde tutulan bir kişinin sağlıklı bir bakım göremeyeceği ve enfeksiyona açık halde bulunması da bağışıklık sistemini çökerten bir başka etkendir.

“Şimdi tam bir belirsizlik içindeyim. 14 günde bir ilaca girmem gerekiyor, ama ortada düzenli bir tedavi yok. Şimdi ne zaman ilaca gireceğim bilmiyorum. 4. İlacı 6 Haziran’da almam gerekiyordu ama 13 Haziran oldu hala alamadım. Okmeydanı’nda yer sorunu var, “Beni Kandıra F Tipi Hapishanesine sevk edin tedavim aksamasın” diye başvuru yaptım, olumlu olumsuz cevap yok. Yani anlayacağınız içeride ölmem için her şey yapılıyor. Tahliyem için Okmeydanı Hastanesinin sağlık kurulu raporu istenmişti, zor uğraşlar sonucu heyete girdim, sonuç nedir bilmiyorum.

Sağlığım git gide kötüye gidiyor. Zaten kötüydü, şimdi daha da kötü oluyor. Zaten kendileri de ifade ediyor “sen burada fazla yaşamazsın” diye. Durum buyken beni burada tutmalarındaki amaç ortada. Ben her şeye rağmen iyi ve de güçlü olmaya çalışıyorum. Sizlerin tüm sevdiklerimin sevgisiyle de bu süreci atlatacağım. 3. Kez de bu illetten kurtulacağım.”

Kemal Avcı insanlık onuru ile alay eden hapishane ring aracı ile ile taşınarak ayakta tedavi olma dayatmasına karşı insanlık onurunu savunmaya devam etmektedir. Çünkü bu uygulamanın kendisi ile sınırlı olmadığını bilmektedir. Hapishanelerde tedavi olmayı bekleyen yüzlerce tutsak benzer koşulların dayatması altında olup sesini duyuramamaktadır. Her şeye rağmen yaşamak değil insanlık onurunu koruyarak yaşamak istemektedir.

Kemal Avcı’nın infazına ara verilerek tahliyesi sağlanmalıdır.

Bu sağlanana kadar kanser tedavisinin yapılacağı bir hastaneye yatırılmalı ve tedavisi hastane koşullarında yapılmalıdır. Aksi halde davranmak kemal avcının ölümüne sebep olmak demektir.

Bu durumda ülkenin yalnız hukuk sistemini değil sağlık sistemini de işkence ve katliama sebep olmaktan sorumlu tutacağımızı bildiririz.

 

HALKIN HUKUK BÜROSU

 

 

Geri