Hasan Veli AŞIKÇI'yı Yakınları, Yoldaşları

Anlatıyor:

 

 

HASAN (VELİ AŞIKÇI) ÖRNEK BİR DEVRİMCİYDİ

 

O ölmedi yok;

barut ortasında

ateş fitil gibi.

 

29 Eylül günü Hasan'ı yitirdik. Uzun bir süredir hastaydı. Yılların devrimcisi Hasan'ı işkenceler, zindanlar, karanlık ve zor yıllar devirememişti. Göğüs ve böbreklerine çöreklenen amansız bir hastalık Hasan'ı devirdi. Fakat Hasan, örnek yaşamı ve mücadelesiyle dimdik ayakta, yaşıyor.

Gerçek ismi Veli Aşıkçı olmasına karşın, ailesi ve tüm Balat, Fener, Ayvansaray halkı tarafından Hasan diye çağrılırdı. (Hatta aşırı zayıf görünüşünden dolayı Çöp Hasan olarak da bilinir.) 37 yaşındaydı. Yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, bu yoksul yaşamı ölünceye dek sürmüştü. Ailesinin aşırı yoksulluğu nedeniyle ilkokuldan sonra gittiği sanat okulunu terk edip çalışmak zorunda kalmıştı. Çocuk yaşlarda emekçi olan Hasan, gençlik çağında da devrimci düşüncelerle tanıştı.

Balat ve çevresi yoksul işçi semtidir. Yoksulluk, işsizlik ve mevcut hükümetlerin genel ilgisizliği bu çevrede özellikle gençlik içinde lümpen eğilimleri yoğunlaştırmıştı. 1977'de, ilk devrimci çalışmanın yıllarda Balat ve çevresinde kahvehanelerde esrar, eroin ve hap kullananların çokluğu devrimcilerin dikkatini çekmişti. Bu durumun nedeni açıktı: Balat tarihsel olarak devrimci bir geleneği sahipti. Osmanlı döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Balat ve çevresi çokça işçi hareketlerine sahne olmuştu. Egemen sınıflar, Balat'ın bu devrimci geleneğini nötralize etmek için baskı ve şiddetin yanı sıra, emekçi halkı ve özellikle geçliği yozlaştıracak uygulamalara girmişti. Böylece lümpenleştirme politikası hayata geçirilmişti. '77'de devrimcilerin karşılaştığı manzara politikanın bir ürünüydü.

Devrimciler, çalışmaya ilk başladıklarında yanıbaşlarında Hasan'ı buldular. Hasan, Balat'ın "delikanlı"larından biriydi. Ama diğerlerinden çok farklıydı. Hiçbir kötü alışkanlığı (esrar, hap, kumar vb.) ve lümpen bir yaşamı yoktu. Zaten bu farklılığı onun halk ve gençlik içinde saygınlık kazanmasına neden olmuş, ona apayrı bir yer kazandırmıştı. Nitekim Hasan sayesinde devrimciler, Balat ve çevresinde, emekçi halk içinde kolayca gelişebilmişti. Aynı zamanda Hasan'ın önderliğinde Balat ve çevresinde, yozluğa ve lümpenliğe karşı mücadeleye girişilmiş ve büyük mesafeler katedilmişti.

Hasan devrimciliği, gelip geçici bir moda, gevezelik olarak değil, bir yaşam tarzı olarak kavramış ve yaşamıştı. Nitekim Eylül öncesi ve sonrası yaşamı bunu kanıtlamaktadır. Eylül öncesi anti-faşist mücadele içinde faşistlerin boy hedefiydi. İki kere oturduğu kahvede suikaste uğramıştı. İkisinde de ağır yaralanmasına karşın, korkmamış, devrimci mücadeleye daha bir bağlanmıştı. Eylül sonrası işkence tezgahlarından geçti. Kabakoz ve Metris zindanlarında yattı. Buralarda onurlu bir direniş vardı.

Hasan cezaevinden çıktıktan sonra da devrimci yaşamını sürdürdü. En küçük bir olay nedeniyle sürekli evinden polis tarafından alınmalarına, her türlü baskı ve işkencelere karşın, o hiçbir zaman geri adım atmadı. Eylül rejiminin devrimci-demokrat çevrede yarattığı yılgınlık ve karamsarlıktan o hiç etkilenmedi dersek abartmış olmayız. Bir zamanların keskin devrimcileri geçmişi inkar eden söylevler çekerken, cinsel özgürlük, sivil toplumculuk vb. ile felsefi idealizm bataklığında kulaç atıp, etraflarına bunalım, yılgınlık aşılarken, Hasan, tüm baskı ve polis denetimine karşın, etrafındaki emekçi gençlikte bilinçlendirme ve örgütlendirme çalışmalarına girişmişti. Hem de, bu çalışmasını tek başına yürütmüştü.

Hasan dürüst ve ağırbaşlıydı. Çevresinde çok sevilirdi. Teorik-siyasi düzeyi düşük olmasına karşın, birçok lafazandan daha uzak görüşlü, örgütçü, üretken ve mücadeleye bağlıydı.

Ölüm haberini geç aldık. Bu nedenle Yeni Çözüm dergisi ve devrimci arkadaşları cenazesinde bulunamadık. Hasan'ın cenazesi Balat halkı ve gençliğin katılımıyla oldukça kalabalık olmuştu. Çok daha kalabalık olabilirdi. Bu son görevimizi yapamamanın üzüntüsü içindeyiz. Ama Hasan’ın mezarını onurlu yaşamını yansıtacak bir simge olarak yaptırmak istiyoruz. Bu nedenle, Yeni Çözüm okurlarıyla birlik ve dayanışmaya çağırıyoruz. Yeni Çözüm okurlarının yardımlarıyla Hasan'ın mezarını yaptırdığımız gibi ailesine de yardım etmeyi düşünüyoruz.

Hasan'ı hiçbir zaman unutmayacağız, onurlu yaşamını örnek alıyoruz.

 

(Bu anlatım Yeni Çözüm dergisinin Ekim-Kasım 1987 tarihli,

8. Sayısında yayınlanmıştır.)

 

 

 

Geri