Halil
ATEŞ'i Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Yoldaşları Anlatıyor:
“Bu ölüm değildi. Bu, halkların kurtuluş
mücadelesinde toprağa düşen
bir tohum olmaktı.”
Komutan olarak da, savaşçı olarak da SDB üyeliği,
devrimin tüm cephelerinde olduğu gibi fedakarlık ve
atılganlıkla, kararlılıkla, cesaretle üstesinden gelinebilecek bir görevdir.
Elbette ki, diğer alanlarda faaliyet gösteren insanlarımızdan bir ölçüde farklı
yetenekler gerektiren bu alanda, ölümle yaşam daha fazla birbirine karışmıştır,
düşmanla daha açık ve doğrudan bir çatışma zemini vardır.
Ancak görevini yerine getirme bilinci bu alanda
çalışan tüm savaşçılarda egemen anlayıştır. Sorun ölüm-yaşam ikilemine
sokulduğu anda, görevler ve devrimin çıkarları ikinci plana düşer ve bu faaliyetler
artık yaşamı sürdürme faaliyetleri haline dönüşür.
Bu anlayışla herhangi bir faaliyetin
yürütülemeyeceği çok açıktır. Böyle bir anlayış tüm alanlardan daha fazla SDB
örgütlenmelerinde ağır tahribatlara yol açar ve devrimin yumruğunu etkisiz hale
getirir. Bu yumruğun felç olmaması için SDB savaşçılarının motivasyonunun
her zaman en üst düzeyde olması, siyasi ve askeri bilinç düzeyinin
yükseltilmesi gerekir. Bugün SDB'lerimizde böyle bir motivasyon, böyle bir siyasi-askeri bilinç yaratılmıştır. Bu
motivasyon ve bilinç SDB'lerimizi
her an hareketli, her an üretken kılmıştır. İşte bu hareketlilik ve üretkenliğin
sağlanmasında devrimci hareketimizin yönlendirici rolü elbette ki
belirleyicidir. Ancak bu yönlendiriciliğin yanında, Halil gibi sorunu kafasında
çözmüş savaşçı ve komutanların da büyük bir rolü vardır. Bu yönlendiricilik
Halil yoldaş gibilerinin bilinçli ve ısrarlı tavırlarıyla pratikte somutluk
kazanmış ve bir geleneğin giderek kökleşmesi sağlanmıştır.
...
Sayısız eyleme girip çıkan, eylemlerdeki atılgan ve gözünü budaktan sakınmaz tavırlarıyla
başarılarda önemli bir role sahip olan Halil, birçok kere ölümle tanışmış,
ölümle alay edebilmiştir. Bu ölüm değildi. Bu, halkların kurtuluş mücadelesinde
toprağa düşen bir tohum olmaktı. Bu devrimci mücadelenin şehitler kervanına
katılmaktı. Halil de ölümü hep böyle kavradığı için, hiçbir zaman ölüm-yaşam
ikilemine düşmemiştir.
(Bu anlatım, Haziran Yayınevi tarafından yayınlanan “Bayrağımız
Ülkenin Her Tarafında Dalgalanacak” adlı broşürden alınmıştır.)
***
Bir Yakını Halil Ateşi Anlatıyor:
Onun çok belirgin özelliği, düzenli olması ve
giyiminde titiz davranmasıydı. Ben hiçbir zaman onu ütüsüz pantolonla görmedim.
"Her şeyimizle örnek olmalıyız." derdi. Bu
düzenliliği ve titizliği mücadelesine de yansımıştı. Ölüm karşısında da en ufak
bir tereddüt göstermeyeceğini biliyordum. Çünkü "Çatışarak öleceğim."
demişti. O, Ferit Eliuygun'un ölümüne üzülmüştü. Ama
"Ölüm Ferit'le bile güzeldir" diyebilmişti. Zaten vasiyeti de
Ferit'in yanma Devrimci Sol geleneklerine uygun bir şekilde gömülmekti.
Bir keresinde haberlerde yakalananlar vardı. Ve
belge ele geçtiğinden söz ediliyordu, Halil, böyle şeyleri kabul edemezdi.
"Böylesi durumlarda yapacağım ilk iş belgeleri yok etmek ve ondan sonra
çatışmaktır." demişti.
O her şeyiyle mükemmel bir insandı. Dürüst, sıcak,
akıllı ve kararlıydı. Herkesin derdine ortak olur, çözüm bulmaya çalışırdı.
Uzak görüşlü olması onun aramızda saygın bir yer
almasını sağladı. Soğukkanlılığı ise, çok belirgindi. Sakin davranışları onu
birçok kez kurtarmıştır. Düşünür, eksiği gediği tamamlamaya çalışır ve bunları
yaparken telaşlanmazdı.
Özellikle bir devrimci öldüğünde ağıt yakılmasını,
ağlanmasını istemezdi. "Acınızı" derdi "başka türlü düşmandan çıkarın."
Randevularına ise, oldukça sadık ve dakikti. Ben sadece gezmek için bile olsa onunla
buluştuğumda geç kalsam azarını işitirdim. Gözleri ise insanları en çok etkileyen
ve özellikle onu anlatan özel bir parçasıydı sanki. O gözlerde her şeyi görmek
mümkündü. Bütün duygularını rahatlıkla gözlerinde anlatabilirdi. O, yaşamı
boyunca her işte çalışmıştır. Konfeksiyondan tutun da inşaatlara kadar çalıştığı
birçok yeri biliyorum. O, inanç adamı, o savaşçı ve yöneticiydi.