Filiz
ÜNAL'ı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Başka bir siyasi hareketten hapishanede
birlikte
kaldığı bir arkadaşı
anlatıyor:
FİLİZ'İN ANISINA...
Filiz '97 ortalarında Kayseri Cezaevine gelmişti.
Geldiği gün çok sevinmişti. Hangi örgütten olduğunu bilmiyordum. Sadece siyasi
olduğunu, geçici olarak kalacağını ve sonra başka bir cezaevine gönderileceğini
duymuştum. Filiz ilk geldiğinde "burada siyasi konular tartışılmayacak,
burası adli bir cezaevi, sorun istemiyoruz" vb. diyorlar. Filiz ise
"ben devrimciyim, siyasi çalışmalarımı engelleyemezsiniz, burada ne
yapacağıma ve nasıl yaşayacağıma siz değil ben karar veririm" diye
karşılık veriyor. Cezaevine ilk girişte asker ayakkabı vb. onur kırıcı arama
dayatıyor Filiz'e. Kesinlikle çıkarmayacağını söylüyor "ne yaparsanız
yapın, kesinlikle hiçbir onur kırıcı yaptırıma uymayacağım" diye de tavır
koyuyor. Filiz'i silahla tarayıp öldürmekle tehdit ediyorlar. Buna rağmen Filiz
taviz vermiyor.
Karşılaştığımız koğuşun hemen yanındaki
gardiyanların odasında eksik olan eşyalarını kontrol ediyor, getirilmesi için
bekliyordu. Hemen koğuşa geçip yerleşmesine yardımcı olmuştum.
Kırsala, gerillaya gidişinde yakalanıyor ve
tutuklandığında ilkin Sivas'ta yakalandığı için Sivas Cezaevine konuyor.
Ardından Kayseriye gelmişti. Geldiğinde
yalnızlıktan kurtulduğum için çok sevinmiştim. Çünkü Filiz bana çok yardımcı
olmuştu.
Filiz gelir gelmez bana adlilerle nasıl geçindiğimi
sormuştu ve cezaevinin koşulları hakkında bilgi almıştı. Bir gün havalandırmada
sohbet ederken şube tavrımı sormuştu Filiz. Şube tavrımın iyi olmadığını ve çok
kötü olduğunu söyledim. "Seni bu kadar kötü pozisyona sokan neydi" diye
sormuştu. Tecavüze uğramamdan dolayı çok etkilendiğimi ve buna hazır
olmadığımdan dolayı bu derece bir teslimiyet yaşadığımı anlatmıştım.
"Peki, bundan sonra ne yapacaksın" diye sormuştu bana. Ben de çok
karamsar olduğumu ve ne yapacağımı bilemediğimi söylemiştim ve yoldaşlarımın
yanına gitmek konusunda tereddütlerim olduğunu belirtmiştim. Filiz bana
"durumun çok kötü, yoldaşlarının yanına giderken elbette ki rahat
olamayacaksın, feodal yanlarını yıkman gerekiyor öncelikle. Sürekli zaaflarının
üstüne gitmesini bilmelisin. Bizim namus anlayışımız iki bacak arasında
değildir. Bizim namusumuz bizim davamızdır. Her şey kafada biter" demişti.
"Gidip kendini partine açmalısın, her şeyi anlatmalısın ve yardım istemelisin
yoldaşlarından."
"Partinin ve yoldaşlarının sana yardımcı
olacaklarına inanıyorum. Her şey sana bağlı" demişti.
Yaşamımı boş geçirmememi, sürekli araştırmamı ve
kendimi geliştirmem için okumamı ve düzenli programlı yaşamamı, önermiş ve
kendimi yeniden devrimcileştirmemin bana bağlı olduğunu söylemişti bana.
"Bak ...." demişti. "Hainlik kadar
dünyada kötü, iğrenç bir şey yoktur. Çeşitli yaptığın hatalardan dönmesini
bilmek ve bunu başarmak önemlidir ve bu bir emirdir. Bunu başarabilirsin, her
şey sana bağlı, her şeyi belirleyecek olan senin özgür iraden olacaktır."
Filiz'in tüm bu sözlerinin benim tekrar partimin ve yoldaşlarımın yanına dönmemde
belirleyici etkisi olmuştu. Bu sözlerle ihanetin acısını defalarca yeniden
yaşamış, ihanetin aşılması gerektiğini beynimde ve yüreğimde defalarca duymuş
ve sonradan tereddütlerimden sıyrılmıştım.
Bir gün avukatı gelmişti. Avukata sorumsuz
davrandığı ve dava ile ilgilenmediği için çok kızıyordu. Avukatı ailesi tutmuş
ve epeyce para vermişlerdi. Verilen parayı geri alacağım diyordu. Filiz söylediğini
mutlaka yapardı. O parayı kesin almıştır. O kendisine güvenen ve düşüncelerine
bağlı biriydi.
Filiz'in ailesiyle arası iyi değildi. Filiz'e
mücadeleyi bırakması için sürekli baskı yapıyorlardı. Filiz ise "benim
mücadelemin önünde kimse engel olamadı, siz de olamazsınız. Ben bu kavgaya
inanarak girdim ve sonuna kadar da devam edeceğim" diyordu. Aile çok gericiydi.
Bir gün görüşüne gelmişlerdi. Filiz'in küçük yeğenine kurt işareti
yaptırıyorlardı. Filiz'de ailesine kızıyor ve çocuğa kötü şeyler yerine güzel
şeyler öğretmelerini vs. söylüyor ve çocuğu yanına alarak zafer işareti
yaptırıyordu.
Bir ağabeyi polisti Filiz'in. Ailesiyle polis olana
haber gönderiyordu, "polisliği bırakıp şerefi ve onuruyla yaşasın, iş
bulamazsa gidip simit satsın, simitçilik yapsın, yoksa kendi ellerimle, bir gün
karşıma çıkarsa ben vururum, halkın kanına girmesin, gelip devrimci adalete
teslim olsun" diye haber gönderiyordu.
Filiz kısa süreli cezaevi yaşamında insanlarla
konuşmayı, onların dertlerini dinleyip ortak olup çözümüne yardımcı olmayı
kendisine görev edinmişti. Adli mahkumlardan
örgütlenebilecek nitelikteki insanları tespit ediyor ve onlarla sürekli
ilgilenerek kazanmaya ve siyasi bakımdan eğitmeye çalışıyordu. Adliler Filiz'e
çok değer veriyorlar ve onu çok seviyorlardı. Bir adli "ben sizi böyle
bilmiyordum. Size bugüne kadar hep terörist gözüyle baktım. Meğerse siz ne
kadar iyi insanlarmışsınız. Senin sayende sizleri tanıdığım için çok
sevinçliyim" demişti Filiz'e.
Devrimci kişiliğiyle dost düşman herkesin beğenisini
ve saygınlığını kazanmıştı Filiz.
Düşman çeşitli yollarla haberler göndererek beni
işbirlikçi olmaya zorluyor ve bunun için çeşitli tehditlerin yanında değişik
vaatlerde de bulunuyordu. Bu durumu ayrıntılarıyla Filiz'e anlattım ve nasıl
davranmam gerektiği konusunda kendisinden yardım istemiştim. Filiz bana çok
yardımcı olmuştu. Neşe, moral ve güç kaynağımdı benim. Kendimi onun sayesinde
toplamış ve yoldaşlarımın yanına gitmeye hızla karar vermiştim.
Her sabah spor yapıyorduk Filiz ile. Neşeli bir
şekilde benden tekvando dersleri alıyordu. "Kavgamızda yararlı olacak"
diyordu. Başarılı bir öğrenciydi Filiz. Tahliye olmuştu Filiz. Havalandırmada
volta atıyordu ve gardiyanların çağırmasını beklerken son konuşmamızı
yapıyorduk. Bana "kendine iyi bak. Sürekli kendini sorgulamalı ve
yanlışlarının, zaaflarının üzerine gitmelisin. Sürekli okuyup kendini
geliştirmelisin. Ve düşmana karşı kinini sürekli canlı tutmalısın." demişti.
Evinin adresini vermişti bana. "Mektup yazarsın, bir şey olmazsa ben sana
yazarım. Kendini üzmemelisin, güçlü olmalısın ve düşmana karşı onurunu hiçbir
zaman çiğnetmemelisin" olmuştu son sözleri. İşlemler bitmişti ve Filiz'in gidişini
seyrediyordum koğuşun penceresinden. Güle güle Filiz,
görüşürüz, kendine iyi bak diye seslenmiş ve ağlamıştım. Çok duygusal insanım.
Sevdiğim insanlardan ayrıldığımda onları kaybettiğimde çok üzülüyorum. Filiz
ile çok iyi dostluk kurmuştuk. Ondan çok şey öğrendim. Ve şimdi Filiz'i
kaybettiğimin haberini aldım. Gerillada şehit olmuş. Yine çok üzülüyorum. Ama
çokta coşkuluyum. Filiz'e de böyle bir ölüm yakışırdı ancak. Seni çok seviyorum
Filiz. Sana söz veriyorum ki bana öğrettiğin gibi yaşayacak ve devrimci onuru hiçbir
zaman çiğnetmeyeceğim.