Erhan
KÖKDEMİR'i Yakınları, Yoldaşları
Anlatıyor:
Gebze'den bir
arkadaşı anlatıyor:
Cephe'ye layık
yaşadı
Erhan’la Gebze'de Ticaret Lisesi'nde okurken
tanışmıştık. Bayağı zeki, okulda sayılı öğrencilerden biri idi. Tartışmalara
girdiğinde kendinden emin, ısrarcı, karşısındakini konuştukları ile büyüleyen
bir insandı Erhan. O zamanlar Eğitim-Sen’e çok giderdik, biz oraya vardığımızda
Erhan bir öğretmeni almış karşısına, sanki kendisi öğretmen karşısındaki
öğrenci gibi anlatıyordu. Tartışmanın sonunda öğretmen pes etmiş ve sonunda “bu
ülkenin senin gibi sizin gibi gençliğe ihtiyacı var” dedirtmişti.
Erhan verilen görevleri disiplinli bir şekilde
yerine getirir, görevin küçüklüğünü büyüklüğünü düşünmez yapardı. Hiç bir zaman
onda olmaz imkansız diye bir şey yoktu. Gebze nin gecekondularını altını üstüne getirir Kurtuluş gazetesini
dağıtırdı. Gittiğimiz her evde iyi bir izlenim bırakırdı. Ailelerin çocuğuydu
Erhan. Ailelerin derdine derman bulmak için koştururdu. Gebze’nin yokuş
sokaklarını seke seke çıkar ve ağzında hiç
düşürmediği türküleri söylerdi. Gerilla türküsünün onda yeri farklıydı. Her
fırsatta gerillanın önemini vurgular ve bir gün mutlaka şahin olup uçacağım
derdi Dersim dağlarında.
Kısa bir süre bizim sorumluluğumuzu yapmış ondan
sonra cezaevine düşmüştü. Tutsaklığından sonra bir daha haber alamamıştık
kendinden. Abisi hain Sinan Kökdemir’den sonra onun
için de söylentiler çıkarılmıştı teslim oldu diye. Ama bizler Erhan’ın, Kürt
Erhan’ın asla böyle bir şey yapmayacağını biliyorduk. Sonra duyduk ki Dersim’de şahanlarımıza haince
pusu kurmuşlar ve Erhan’la birlikte diğer yoldaşlarımız Kızıldere’den
almış oldukları teslim olmama geleneğini yerine getirip şehit düşmüşlerdi. Erhan
bizleri şaşırtmadı, Cephe'ye layık yaşadı, inandı ve inandığı değer uğruna
şehit oldu.
Senin öldüğünü düşünenler yanılıyor Erhan. Gebze’de
her yapılan eylemde senin sesin var. Sokaklarda caddelerde senin sesin
dolaşıyor erhan. Bazen sesini duyar gibiyim, o hırçın
sesini... “bu toprakta kalır adın,
tohumların arasında / yeşilinde tarlaların, başakların sarısında.” Evet
Erhan şimdi Gebze’de bu türkü dağa çok söyleniyor. Sen şerefinle ölmenin
onurundayken abin olacak şerefsiz sokaklarda gezemez
oldu utancından, dışarlarda gezemiyor korkuyla yaşıyor.
O şerefsizliğiyle her gün oluyor.
Senin sözün aklıma geliyor “halkım aç yatarken, her gün katliam
görürken ben yaşamışım yaşamamışım ne fark eder.” Biz oldukça halkımızın
katilleri rahat gezemeyecekler.