Cavit ÖZKAYA'yı
Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:
Bir yoldaşı anlatıyor:
"Doğallığın
ve özverinin insanı"
Tartışmayı seven, haklılığında da bir o kadar inatçı
olan Cavit, bir seferinde tartışmaların kızıştığı anda bir sandalyenin üstüne
çıkmış, son sözlerini ısrarla söylediğinde, rastlayanlarda tatlı bir tebessüm
ve şen kahkahalar bırakmıştı.
Tartışmaları koğuşlardan havalandırmalara taşırdı.
Şakacı ve espri yanı gelişmiş arkadaşlarımızdan biriydi. Ve anlamlı "tezgahları" çok meşhurdu.
Bu doğal, insancıl yanlarında mücadeleyi özümsemiş,
her türlü yeteneğini sunmaya hazır ve özveriden kaçınmayan bir Cavit çıkardı
karşımıza.
Tutsaklıktan sıcak mücadeleye geçmek için duvarların
ötesinde olduğunda yoldaşlarına "Ben çıkıyorum, en kısa sürede sizleri de
dışarı alacağız" diyor ve gün geliyor cezaevi önünden geçerken çaldığı
kornalarla, sözünü tutmak için uğraştığını hatırlatıyordu. Bu çabalar sonucuna
yaklaşırken, bizim Cavit "Bazılarından özgürlüğe ayakbastı parası
alacağım, vermeyenlere bir tekme vurup geri yollayacağım" diyerek
coşkusunu paylaşacağı günleri bekliyordu.
"Bizler dar ve karanlık sokakların adamlarıyız.
Gün gelecek tüm tutsak yoldaşlarımızla hasret giderip nostalji
yapacağız" diyordu. Özgürlük eylemi engellendiğinde, dili tutulacak kadar
öfkelenmişti. Ama dili yeniden özgürlük eylemlerini yaratacak girişimlere olan
umuduyla açıldı.
Okul yıllarında sivil faşist örgütlülüğün tehlikeli
boyutunu iyi bildiğinden, göz açtırmamak gerektiğini de biliyordu. O mevzileri
savunan kararlı bir militan, işgalleri kırmayı örgütleyen bir yöneticiydi faşist
teröre karşı.
Ölüm Orucu eyleminde de ikinci grupta yer alarak,
direnişçi kimliğini cuntanın zindancılarına da gösterdi. Kadınlarımızın devrimci
mücadeledeki yerine önem verir, ısrarcı ve zorlayıcı olunması gerektiğini
vurgulardı.
İnsanlarla çok sıcak bağları çabucak kurar ve
sorunlarını, özel yaşamlarını açtıkları nadir insanlardan biri olmayı hemen başarırdı.
Cavit mücadelemizin yeniden atılımında da onurlu
yerini korumuş ve yeni insanların yetişmesinde rol oynamıştır.
(Bu anlatım, Haziran
Yayınevi tarafından yayınlanan “Bize Ölüm Yok” adlı kitapta yayınlanmıştır.)