Burhan
Remzi KAFADENK'i Yakınları, Yoldaşları
Anlatıyor:
Devrimci Sol tarafından Burhan Remzi Kafadenk'in infaz edilmesi üzerine yapılan açıklamadır:
Tarih: 10 Ekim 1991, Sayı: 34
KAMUOYUNA
POLİSİN
"SOKAK İNFAZLARINA
HER GÜN
BİR YENİSİ
EKLENİYOR
27.10.1991 tarihli günlük gazetelerde, polisin
gerçekleştirdiği yeni bir sokak infazının haberi yeraldı.
Ancak haberi veren gazeteler bir sokak infazından
değil, polisle çatışmaya giren bir grup insandan, bir kişinin yaralı olarak ele
geçirilmesinden söz ediyor.
Günlük gazetelerin hemen hepsinde
yer alan bu haberde, özetle: DEVRİMCİ SOLa
bağlı bir grup SDB üyesinin üst düzey bir polis müdürüne suikast yapmak üzere
Gayrettepe'deki Migros önünde buluşacakları, bunun
polis tarafından önceden tespit edildiği ve Gayrettepe'nin tüm giriş ve
çıkışlarının tutularak tertibat alındığı, biri kadın olmak üzere 4 kişi olan ve
BMW bir otomobille bölgeye gelen kişilere "dur" ihtarında
bulunulduğu, bu ihtara uyulmayıp ateş açılması sonucu çatışma çıktığı, yarım
saat süren çatışma sonucu DEVRİMCİ SOL Merkez Komitesi üyesi Burhan Remzi KAFADENK'in ağır yaralı olarak ele geçirildiği, bu kişinin
Adnan ERSÖZ olayının planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğu belirtiliyor.
Bir gün sonraki (28.10.1991
tarihli) günlük gazetelerde ise, aynı iddialara paralel olarak, hastanede
yaşamını yitiren Burhan Remzi KAFADENK'in DEVRİMCİ SOL
Merkez Komite üyeliği yanında Mali İşler Sorumlusu olduğu da öne sürülerek, örgüte
ait 18 milyarı kontrol ettiği, örgüt lideri Dursun KARATAŞ'la
yüzyüze görüşebilen az sayıdaki militandan biri
olduğu, kendisinin örgüt parasının harcanması konusunda imza yetkisine sahip
olduğu vb. dile getiriliyor.
Siyasi polis ve MİT tarafından basına dikte
ettirildiği anlaşılan bu iddiaların gerçekle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.
Polis ve MİT, ürettikleri yalan haberlerle kamuoyunu yönlendirmeye ve bu yolla,
özellikle son günlerde ardarda gerçekleştirilen sokak
infazlarına "meşruluk" kazandırmaya çalışmaktadırlar.
Gerçekler polis kaynaklı haberlerde yer alan
iddialardan çok farklıdır. Bir defa:
1- Örgütümüzün Gayrettepe'de üst düzey bir polis
müdürünü hedef alan bir eylem hazırlığı içinde olduğu ve bunun polis tarafından
haber alındığı doğru değildir.
2- Bu amaçla Gayrettepe ve civarında silahlı
birliklerimizde yer alan hiçbir savaşçımız bulunmamış, bir BMW marka otomobille
sözü edilen bölgeden geçme durumu olmamıştır.
3- Aynı şekilde SDB savaşçılarımızla polis arasında
yarım saati bulan bir çatışma olmamıştır.
4- Gerek kontrgerilla şeflerinden Adnan ERSÖZ'ün cezalandırılması, gerekse de Bahçelievler'de
işkenceci polislerin cezalandırılması eylemiyle ilgili hiçbir savaşçımız
yakalanmamıştır. Bu eylemlerle ilgili polisin elinde herhangi bir delil yoktur.
Bu yöndeki açıklamalar, çaresizlik içindeki polisin, kamuoyuna "eylem
faillerini yakaladık" mesajını vererek, kendini başarılıymış gibi gösterme
çabasıdır.
5- Yaralı olarak ele geçirildiği açıklanan ve daha
sonra hastanede yaşamını yitiren Burhan Remzi KAFADENK, iddia edildiği gibi bir
çatışma sonucu yakalanmamış, son günlerde polisin gerçekleştirdiği sokak
infazlarından birine hedef olmuştur.
6- Burhan Remzi KAFADENK, ticaretle uğraşan, kendi
işinde gücünde yurtsever bir insandır. Örgütümüzle bağı bir taraftar olmaktan
öteye gitmemiştir. Merkez Komite Üyesi ve Örgütümüzün Mali İşler sorumlusu
olduğu koca bir yalandır.
7- Yine onun örgüte ait 18 milyarı kontrol ettiği,
örgüt lideri Dursun KARATAŞ ile yüzyüze görüşen az
sayıdaki militandan biri olduğu, kendisinin örgüt parasının harcanması
konusunda imza yetkisine sahip olduğu iddiaları, polisin uydurduğu hayali
senaryonun parçalarıdır.
Siyasi polis ve MİT'in dikte ettirdiği ve özellikle
son dönemde yoğunluk kazanan ve baştan sona yalan üzerine kurulu bu tür haberle
ulaşılmak istenen birden çok hedef vardır.
Birinci olarak; örgütümüzün eylemleri karşısında
çaresiz kalan, savaşçılarımıza ulaşamayan ve bir şey yapamayan polis, sarsılan prestijini kurtarma ve kendini başarılı gösterme çabası
içinde hayali eylem senaryoları üretmekte; kamuoyunda, eylemleri engellediği
örgütümüzün önde gelen yöneticileri ve savaşçılarını yakaladığı imajını
oluşturarak örgütümüze karşı güvensizlik yaratmayı amaçlamaktadır.
İkinci olarak; Örgütümüzün işkenceci polisleri
hedefleyen eylemleri karşısında korku ve paniğe kapılarak, en küçük hareketi
kendine yönelik bir eylem gibi algılayan ve sokak ortasında halktan insanları
dahi güpegündüz kurşunlamaya başlayan polisin, son günlerde sokak infazları
biçimine dönen terörünü, "... örgütüne yönelik
operasyon" kisvesi altında gizleme çabası söz konusudur.
Üçüncü olarak; "Eylem faili" diye hayali
insanlar yaratılarak yeni katliamlara, yeni infazlara zemin hazırlanmaktadır.
Topuz
saçlı kadın masalı bu yüzden
uydurulmuştur. Ve yine bu yüzden sürdürülmeye devam ediliyor. Bir süre sonra
"topuz saçlı kadın"ın ölü olarak ele geçirildiği ilan edilirse bu hiç
şaşırtıcı olmamalıdır.
Son günlerde İstanbul'da gerçekleştirilen sokak
infazlarına bakmak gerçekleri görmek için yeterlidir.
Bahçelievler'de işkenceci polislerin
cezalandırılması eyleminin olduğu gün eylemde yer aldığı gerekçesiyle hiçbir
şeyle ilgisi olmayan özürlü bir genç sokak ortasında yüzlerce kişinin gözleri
önünde kurşuna dizilmiştir.
Bu olaydan kısa bir süre sonra, Bakırköy'de ANAP
bürosunu basıp kaçanlardan biri olduğu iddiasıyla, hiçbir şeyle ilgisi olmayan
bir kişi, önce ayağından yaralı olarak yakalanmış, sonra sokak ortasında infaz
edilmiştir.
Bu kez Gayrettepe'de eylem hazırlığı içinde olduğu
öne sürülerek, örgütümüzün sempatizanı, taraftarı
yurtsever bir insan kurşuna dizilmiştir. Polis bu infazı meşru göstermek için,
kurşuna dizdiği insanı alelacele, örgütümüzün Merkez Komitesi ve Mali İşler
Sorumlusu ilan etmiş ve bu masala uygun senaryo uydurmuştur.
İşkenceciler, bu tip yalanlarla cinayetlerini
gizleyemezler. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır.
İnsanları sokak ortasında kurşuna dizmeyi günlük iş
haline getirenler, bu cinayetlerinin hesabını vereceklerini de
unutmamalıdırlar.
Devrimci adalet onların yakasına yapışacaktır.
Örgütümüz, katledilen devrimcilerin, yurtseverlerin,
halktan insanların hesabını sorma konusunda sonuna kadar kararlıdır. Halkı
hedef alan şiddete şiddetle karşılık vereceğiz.
İŞKENCECİLER CEZASIZ KALMADI, KALMAYACAK!
SOKAK İNFAZLARININ HESABINI SORACAĞIZ!
DEVRİMCİ SOL