Ali Rıza AKASLAN’ı Yakınları, Yoldaşları

Anlatıyor:

 

 

Bir Yoldaşı anlatıyor:

 

... Öğreniminin çeşitli evrelerinde çalışmak durumunda kaldı. Garsonluk, pazarcılık, muhasebecilik işleri yaptı. Tokat Meslek Yüksek okulunda üniversite öğrenimini gördü. Üniversite yıllarında mücadele ile tanıştı. TÖDEF’lilerle tanışmasından sonra yaşama bakışı değişti. Artık düzen ile hesaplaşmalar yapıyordu kafasında. Ve düzenin insanı kirleten, çirkinleştiren yanlarını daha net olarak görüyordu. Gördükçe de kendi üzerindeki etkilerini atmakta ısrarcı oluyordu.

En büyük arzusu ise daha sıcak mücadelenin içinde yer almaktı. Bunu her fırsatta dile getiriyor ve bunun yollarını araştırıyordu. Üniversite yıllarında gençlik mücadelesi içerisinde akademik ve demokratik çalışmalarda bulundu. Gençliğin mücadelesinin halkın mücadelesinden bağımsız olmadığı bilinciyle aynı zamanda gecekondu mahallelerinde yerleşerek orada çalışmalar yapıyor ve mahalleye faşistlerin saldırılarına karşı halkın yanında yer alıyordu. Bu süreçte Filiz Ünal ile nişanlandı. Nişanlısı da mücadele içerisindeydi. Her ikisi de savaşma ve mücadele konusunda kararlıydı. Ali Rıza bir süre sonra ilişkisinin kopmuş olmasından kaynaklı İstanbul’a geldi ve kısa bir süre mahalli alanda çalıştı. Bir yandan da daha aktif görev alma konusunda ısrar ediyordu. Bu isteğine kavuştu ve Haziran 1997’de savaşçı oldu. Nişanlısı da kendisi gibi savaşın içindeydi. Şimdi artık, zafere sevdalı yürekle vatanımızı özgürleştirmek için birlikteydiler. Nişanlısı olan Filiz Ünal’ı Eylül 1998 tarihinde kaybetti. Savaşçı olmadan önce de kendi köyünde örgütlenme çalışması yaparak hareketin her tarafa yayılmasına katkıda bulunmaya çalışmıştı.

Düzenin kendi üzerindeki çarpıklıklarını gidermek devrimcileşmek için büyük bir çaba harcamakta ve her geçen gün adım atmaktaydı. Hareketin kendisi üzerindeki dönüştürücülüğünü gördükçe dünyası genişliyordu. ...

Evet devrimci yaşam ve mücadele Ali Rıza için bambaşka ve ayrı kalınmasına dayanılamayacak bir yaşamı ifade ediyordu. İlişkisinin kopuk olduğu süreci kastederek “bir inasanın kolu bacağı kopsa daha iyi, onlar iyileşir ama hareketin eksikliği ise yeri doldurulamaz..” diye belirtiyordu.

Evet Ali Rıza en çok olmak istediği yerde düştü toprağa. O ve O’nun gibi tüm devrimciler için önemli olan çok uzun yaşamak değil ideallerini gerçekleştirmek için yaşamak ve mücadele etmekti.

 

(Yukarıdaki yazı, Yaşadığımız Vatan dergisinin 15 Ekim 1999 tarihli, 10. Sayısında yayınlanmıştır.)

 

 

Geri