Ali KAÇAR’ı
Yoldaşları Anlatıyor
Zeynep Arıkan (Ölüm Orucu şehidi)
anlatıyor:
Ali Kaçar harekete maddi
manevi destek sunuyordu. Harekete sunduğu bu olanaklarının dışında ayrıca
Dev-Genç’e de aidat ödüyordu; yaşı, yeri ne olursa olsun kendini hep Dev-Gençli
sayanlardandı. Bu vesile ile tanıştım Ali Ağabey ile. Giderek onu daha yakından
tanıma fırsatım oldu. Harekete büyük bir gönül bağı ile bağlı olduğunu, sonsuz
güven duyduğunu gördüm. Darbe açıklandıktan kısa bir süre sonra görüştük, darbe
açıklanmış ama ayrıntısını bilmiyordu. Darbecilerle uzun süre hapishanede
birlikte kalmış ve hepsini tanıyordu. Kişilik yapılarını yakından bildiği için,
konuya ilişkin tavrı, işin içinde bunlar varsa gerisini tartışmaya gerek yok,
dayı ne yaptığını bilir oldu. Önderliğe büyük bir saygısı ve güveni vardı.
Kimi eskilerin yaptığı gibi
devrimciliğe yeni başlamış genç tecrübesiz insanlara tepeden bakmaz, onların
gelişiminden büyük mutluluk duyardı. Gelişmeleri için yardımcı olurdu.
Şehitlerimizden Ekrem Akın Savaş bir süre Ali Abinin
tanıdığı bir insanın evinde kalmıştı. Ekrem Ali Abinin
yanında çok genç, yirmi yaşında bir devrimciydi. Ali Abi
Ekrem’i evladı gibi seviyor, ona değer veriyordu. Ekrem şehit olduğunda, Ekrem
gibi bir insan nasıl bir paso yüzünden ölür diyordu. Onu ilk kez böyle sinirli
görmüştüm, onun gibi bir insan zor bulunur gitti hem de paso için diyordu...
Onun parasız kaldığı için şehit düştüğünü düşünüyor ve tahammül edemiyordu,
bilsem ben onu parasız bırakır mıydım diye iç çekiyordu. Elbette Ekrem’in
şehitliği paso ya da para meselesi değildi, paso çatışmanın çıkmasına vesile
olmuştu sadece. Ali Abi bunu biliyor düşmanı
tanıyordu, ama Ekrem için içi yanıyor, ölümünü kabullenemediği için tepkisel
davranıyordu.
Reşitpaşa’da, Armutlu’da, Karanfilköy’de
küçüğünden büyüğüne herkesin sempatisini kazanmıştı, tanımayan yoktu onu, bu
mahallelerin deyim yerindeyse dert babası olmuştu o. Başı sıkışan Ali Ağabeyin
evine uğrardı. Ali Kaçar küskünleri barıştırır, iş olanakları yaratır,
ölümlerde hastalıklarda düğünlerde yanı başlarında olurdu. Halkın içindeydi ve
bu halkın saygısını kazandı. Girişkenliği ile, iş
bitiriciliği ile, çalışkanlığı ile ve her şeyden önce saygın kişiliği ile bir çok
olanak yarattı ve bu olanaklarını yine halkına, hareketine sundu.