Ali Hüseyin AVCI’yı Yakınları, Yoldaşları

Anlatıyor:

 

 

Bir yoldaşı Anlatıyor:

 

12 Eylül’le birlikte devrimci örgütler ağır darbeler almıştı. Solun büyük bir çoğunluğu mülteciliği, teslimiyeti seçip umutsuzluğu, yılgınlığı, teslimiyeti halka yayıyorlardı. Bu koşullarda Ali Hüseyin mülteciliğe ve teslimiyete meydan okurcasına savaşa koşmuştu. Evet 12 Eylül örgütlülüklerimize darbe vurup hareketimizi zayıflatmıştı. Ali Hüseyin süren direnişimizde bir nefer olarak bir an önce savaşa girmek için sabırsızlanıyordu. Düğüne gider gibi vardı gerillaya.

Mevsim kıştı. Her yanı karlar kaplamıştı. Devrimci Sol gerillaları doğanın ve sürecin tüm zorluklarına rağmen Çemişgezek bölgesinde faaliyet yürütüyorlardı. Her zamankinden daha özenli, disiplinli ve tedbirli hareket etmek zorundaydılar. Çünkü 12 Eylül yalnızca halkı korkutup sindirmekle kalmamış, kendi işbirlikçilerini de yaratmıştı. Hıdır Dinçer ve Veli Polat isimli işbirlikçiler bunlardan ikisiydi. Aradan yıllar geçse de yaptıklarının hesabını canlarıyla verecek olan bu iki insan müsvettesi, Ali Hüseyin’in de içinde olduğu gerilla birliğini ihbar ettiler. Bunun üzerine düşman Eğnik köyü’ne operasyon düzenledi. 3 Şubat 1984’deki bu ilk operasyonu fark eden gerillalar köyden çekildiler. Çemberden çıkıp Hadişar köyüne vardılar.

Fakat Hadişar’da ihtiyaçlarını karşılayıp köyden çıkmak için hareket ettiklerinde onları yine hain bir pusu bekliyordu. Ali Hüseyin birliğin öncüsüdür. Köyün alt kısmına vardıklarında bir gürültü kopar. Gürül gürül akan su sesi, yerini silah ve bomba seslerine bırakır. Ali Hüseyin ilk ateşte dizinden yaralanır. Ama yarasından akan kan onu durduramaz. Silahına davranır ve karşılıklı çatışma başlar. Gerilla grubu hemen mevzilenir.

Birlik komutanı Ali Hüseyin’in yanına yaklaşır ve yaralı olduğunu görünce Ali Hüseyin’e

- “Yoldaşlar seni buradan çıkarsınlar, ben çatışmayı sürdürürüm” der. Ali Hüseyin komutanın bu önerisine

- “Ben yaralıyım, siz birliği alıp gidin, ben düşmanı oyalarım” diye cevap verir.

Yoldaşları için, öğretmeni Nurettin gibi tereddütsüzce, hiç hesapsız ölümün üstüne gider. Ali Hüseyin’in sözlerinin ardından Komutan birliği alarak çemberden çıkarır. Küçük bir kaya parçasını kendine siper yapan Ali Hüseyin’in silahı çalıştığı sürece, düşman bir adım bile ilerleyemez.

Çatışma sürerken bir kurşun Ali Hüseyin’in silahının mekanizmasına isabet ederken, baş parmağını da koparır. Silahı artık çalışmaz. Ali Hüseyin silahının o haliyle de olsa düşmanın eline geçmesini istemez, taşa vurarak parçalar.  

 

Ezki şiyo kou

To berbe Daye

Dısmen gursın naymıra

Cigerato lete biye Daye

 

(Ben dağa gidince

Sen ağladın ana

Düşman kurşun sıktı bana

Ciğerin parçalandı ana)

 

Pane bıra pane heval

to çekaxo meverdera

Vere na koye Hızan

Nuro bra Usen bra

Pane vaye pane bra

To çekaxo serdin mekı

 

(Sık kardaşım, sık yoldaş

Sen silahını bırakma

Hızan dağının eteğinde

Nurettin kardeş Hüseyin kardeş

Sık bacı sık kardaş

Sen silahının mermisini soğutma)

 

Artık üzerine yağan kurşunlara sloganlarıyla karşılık verir. Karşıdan silah sesi gelmemesi üzerine askerler, köylüleri öne sürerek Ali Hüseyin’e yaklaşırlar. Silahsız ve yaralı olduğunu gören subay hemen  saldırmaya başlar. Daha düşman subayının ilk hareketi ve saldırısında Ali Hüseyin subayın yüzüne tükürür.

İşkence yaparak Ali Hüseyin’den yoldaşlarını ele vermesini isterler. Ali Hüseyin satmaz yoldaşlarını. İşkencecilerin hiç bir hareketini cevapsız bırakmaz. Köylülere devrimcilerin aciz olduğunu göstermeye çalışan düşman, kendi acizliğinden başka birşey sergileyemez. Ve bir sonuca varamayacağını anlayan düşman subayı, Ali Hüseyin’i orada katleder, bedenine onlarca kurşun sıkar.

Cunta koşullarında Ali Hüseyin’in cenazesine katılan yüzlerce insan, sloganlarıyla Ali Hüseyin’i bağırlarına basarlar. Onu son yolculuğuna direnişine layık bir şekilde uğurlarlar.

 

***

 

Ali Hüseyin Avcı’yı ihbar edenler hakkında ek bilgi:

 

İçlerinde Ali Hüseyin Avcı’nın da bulunduğu Devrimci Sol gerillalarını ihbar eden Hıdır Dinçer ve Veli Polat adlı ihbarcılar, suçlarının karşılığını canlarıyla ödediler. Hıdır Dinçer TİKKO gerillaları tarafından cezalandırılırken, Veli Polat, Ali Hüseyin’in katledilmesinden 7 yıl sonra Devrimci Sol gerillaları tarafından gözaltına alındı, sorgulandı ve suçu netleştikten sonra, Ali Hüseyin AVCI’nın mezarı başına götürülerek orada cezalandırıldı. 

 

Geri