Ahmet FAZIL ERCÜMENT ÖZDEMİR


Şehit Düştüğü Tarih: 16 Nisan 1992

Şehit Düştüğü Yer: İstanbul

Doğduğu Tarih: 1954

Doğduğu Yer: Adapazarı

Mezar Yeri: Karacaahmet Mezarlığı, İstanbul

Ahmet FAZIL ERCÜMENT ÖZDEMİR
16 Nisan 1992 günü oligarşinin ölüm mangalarının karşısında direnerek şehit düştü.

16 Nisan gecesi, oligarşinin ölüm mangaları tarafından Erenköy, Hayri Eğmezoğlu Sokak, ikizler Apartmanında yoldaşları Hüseyin KILIÇ ve Satı KILIÇ (TAŞ) ile kuşatıldıklarında, ölüm mangalarının karşısında direnerek şehit düştü.

YORULMAK BİLMEYEN BİR SAVAŞÇI, BİR ÖNDER

1974 yılında kayıt yaptırdığı İTÜ’de devrimci mücadeleye katılan Fazıl, Adapazarı’nda yaşayan yoksul bir Gürcü ailesinin oğluydu. İTÜ gençliğinin devrimci mücadelesi içinde önderlik yetenekleriyle öne çıktı. 1976 yılında kurulan İYÖD’ün (İstanbul Yüksek Öğrenim Gençlik Derneği) kurucu yönetim kurulunda yer aldı. Gençlik içinde militan ve yönetici olarak her türlü görevin üstesinden gelen Fazıl, 1977 yılından itibaren bu militan ve yönetici özelliklerini işçi kesimi ve mahalli bölge örgütlenmesinde de gösterdi.

12 Eylül öncesinde bir dönem Ege bölgesi sorumluluğunu üstlendi. 12 Eylül’den sonra Merkez Komite içinde yer aldı ve Askeri Birim Sorumluluğunu üstlendi. Mart 1981’de tutsak düştü.

Okuyan, araştıran yapısıyla, insanları ikna etme ve tartışma yetenekleriyle dikkat çeken Fazıl, aynı zamanda her zaman pratikle iç içe geçmiş bir devrimciydi.

12 Eylül sonrası yakalanmasının ardından Erim-Dikler davası diye bilinen davada yargılandı ve azmettirme “suç”undan beş yoldaşıyla birlikte idam cezası aldı. Fazıl, diğer yoldaşları gibi yıllarca zindanlarda boynunda idam ipiyle yaşadı. Ama ne idam tehditleri, ne pişmanlık çağrıları onu mücadeleden ve direnişten koparamadı. İdam sehpasında ne söyleyeceğini, atacağı sloganları belirlemişti. Cuntanın her tehdidine bir devrimcinin verebileceği en güzel cevapları verdiler: “Biz halkımız ve hareketimiz için ölmeye hazırız, ama siz de hazır mısınız?” diye mahkeme kürsülerinde haykırırken, faşizmin tüm tehditlerini boşa çıkarıyorlardı.

1991’in ilk günlerinde gerçekleşen özgürlük eylemiyle sıcak mücadele özlemine kavuşan Fazıl, birçok başarılı eylemi planladı, örgütledi, yönetti. Ve o, “başaracağız” mesajını bilincine kazıyarak SDB’lerin eğitimi, gelişimi ve yaygınlaşması için tüm enerjisiyle çalıştı. Şehit düşene kadar görevini başarıyla sürdürdü. 16 Nisan gecesi örnek bir direniş sergileyerek kavga sloganlarıyla ölümü kucakladı. Ölümü, idam aldığı davada söylediği son sözlerinin kanıtlanması oldu: “Biz bu uğurda canımızı vermekten şeref duyarız. (…) Yaşasın Türkiye Halklarının Devrimci Sol Önderliğindeki Kurtuluş Mücadelesi, Yaşasın Devrimci Sol!..”

Fazıl yoldaş, militanlıkla, yöneticilikle, kitle çalışmalarıyla, askeri eylemlerle, direnişlerle, hücrelerle, sürgünlerle dolu dolu geçen 18-20 yıllık devrimci yaşamını onur verici bir şekilde bitirdi.

Son görevi Devrimci Sol Şehir Silahlı Devrimci Birlikleri Genel Komutanlığı’ydı.

 

Hakkında Daha Geniş Bilgi İçin…

17 Nisan Direnişi:

Yoldaşları, yakınları A. Fazıl Özdemir’i Anlatıyor: